Hattat Necmi Atik'in eserlerinden bir tanesi olan ‘99 SORUDA KUR'AN-I KERİM' isimli eserini takdirlerinize sunuyorum. İstifade etmeniz temennisi ile... ( [email protected] )
Hz. Câfer (ra) Meryem sûresiniNecâşi'nin huzurunda okuduğu zaman, Necâşi'nin gözlerinden yaşlar gelmiş ve:" Yemin ederim ki, bu söz, İncil gibi aynı meşalenin ışığıdır" demişti.
Bir gün Kureyşliler, Arap kültürü, dili ve edebiyatında liderleri sayılan Utbe b. EbiRebia'yı, peygamberlik davasından vazgeçmesi şartıyla, kendisine mal, mülk, mevki, saltanat gibi insanın nefsine hoş gelen şeyleri teklif etmesi için Rasulullah'a (sav) gönderdiler.
Rasulul- lah (sav), onun bu teklifleri karşısında Kur'an'dan Secde Sûresini (41. sure) secde ayetine (37. ayet) kadar okudu ve tilavet secdesini yaparak, Utbe'ye "Benim duyduğumu sende duydun. İşte sen, işte Kur'an" demişti. Utbe arkadaşlarının yanına dönerken, onu gören arkadaşları, dinlediklerinden hayrette kalıp değişmiş olan yüzünü uzaktan görüp, birbirlerine:
"Utbe gittiği yüzden başka bir yüzle geliyor" demekten kendilerini alamamışlardı. Utbe yanlarına oturunca ne gibi bir haber getirdiğini sordular. Utbe hayret ve dehşetini şu sözlerle ifade edebildi: "Ben bir söz dinledim, Allah'a yemin ederim ki, bunun gibisini hiç duymamıştım. O, bir şiir değil, sihir değil, kahin sözü de değildir".
Yine bir Arap, Yusuf Sûresi 80. ayeti duyar duymaz şöyle demişti: " Ben şehadet ederim ki, bir mahluk, bu kelamın benzerini söylemeye güç yetiremez"