Hattat Necmi Atik'in eserlerinden bir tanesi olan 'Ariflerin Satrancı' isimli eserini takdirlerinize sunuyorum. İstifade etmeniz temennisi ile...
ARİFLERİN SATRANCI
Satranç kelimesi, Sanskritçe çatur anga (dört unsur) kelimesinden gelmektedir. Satrancın dört unsuru ise; atlar, filler, savaş arabası ve piyâdelerden oluşan ordudur. Çatur anga kelimesi Farsça’ya çet-reng, Arapça’ya da şatranc şeklinde geçmiştir. Türkçe’de bu kelime Satranç şekliyle kullanılmaktadır.
Ariflerin satrancı, iki kişi arasında oynanan, 64 kareli, bir şah, bir vezir, iki kale, iki at ve sekiz piyondan müteşekkil 32 adet taşlı satranç oyunu değildir ve eğlence aracı olarak îcâd edilmemiştir. Ariflerin Satrancı, Çatur anga’da savaşı kazanmak için yerleştirilen dört unsurlu orduya benzer dörtlü bir ordunun, irfân yolcusuna tanıtılmasından dolayı satranç ifâdesi ile isimlendirilmiştir.
Ariflerin Satrancı’nın, kavram ve tasarımlarının farklı olduğu şekilleride mevcuttur. Bizim tasarımlarımıza kaynaklık eden eser, Cezâyirli âlim ve mutasavvıf Muhammed bin el-Hâşimî’nin Arapça yazdığı, Ariflerin Satrancı şerhinin orijinal nüshasıdır. Ariflerin Satrancı hakkında tek eser olan Enîsü’l-Hâifîn ve Semîru’l-Âkifîn fî şerhi Şatranci’l-Ârifîn (Ariflerin Satrancı Şerhi’nde Korkuya Kapılanların Yoldaşı ve Kendini İbâdete Adamışların Gece Sohbet Arkadaşı) adlı bu eser, 1938 ve 1964 yıllarında iki defa Şam’da basılıp neşredilmiştir.
Ariflerin Satrancı’nın maksadı, Hakk’a giden yoldaki yolcuya, geçmesi gereken menzilleri, yolda dikkat etmesi gereken tuzakları ve değerlendirmesi gereken fırsatları göstermek, iyi ve kötü ahlâkın esaslarını öğreterek hayata ahlâkî bir açıdan bakmasını sağlamaktır.
Ariflerin Satrancı’nın gâyesi; Visâl-i Hakk’a ulaşmak için nefs, şeytan ve şeytanlaşmış insanlara karşı îmân mücâdelesi veren yolcunun, bu mücâdeleyi kazanabilmesi için kendisine verilen Şeriat (Nâsût: Mülk âlemi), Tarikat (Melekût: Eşyanın hakîkati), Hakîkat (Ceberût: Mâhiyetler âlemi, Hakikat-ı Muhammediye) ve Marifet (Lâhût: Marifetullâh ) adlı dörtlü orduyu tanıyabilmesidir. Yolcu birbirinden ayrılmaz bu dörtlü orduyu teyakkuzda tutarak, zafere giden yolda başarılar elde eder ve hakîkata varabilmek ve visâl-i Hakk’a ulaşabilmek için, bu yolda tecrübeli bir rehbere, ârife, Mürşid-i Kâmile ne kadar ihtiyacı olduğunu idrâk eder.
Ariflerin Satrancı’nda bulunan her hâne, sonraki basamak ve önceki basamakla birbirine tamamen bağlı 101 kavramdan oluşmaktadır. Kancalarla yolcu onlarca basamak aşağıya düşebileceği gibi, oklarla onlarca basamak yukarıya da çıkabilmektedir.
101 kavram, yolcunun yolculuk esnasında karşılaşabileceği iyi ve kötü hâllerdir. Yolcu, bu hallerin özelliklerini, nedenlerini ve sonuçlarını oyun sırasında öğrenerek kendi nefsinde test eder. Gerçek hayatta karşılaşabileceği bu hâllere karşı nasıl hareket etmesi gerektiğini bildiğinden dolayı, iyi veya kötü bu hâllerle karşılaştığı zaman bilgisini tecrübeye dönüştürerek Visâl’e giden yolda zorlukları göğüsler ve başarılı olur.