Tarım sektörünün hangi alanında olursa olsun, rakamsal olarak doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmak çok zor. Bu cümlenin bir benzerine değerli tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım Dünya Gazetesi’ndeki köşesinde yer veriyor. Sayın Yıldırım yasal olarak 10 yılda bir yapılması zorunlu olan tarım sayımının yapılmadığını, en son 2001 yılında sayıldığını ekliyor. Ali Ekber Bey’e köşesinde değindiği böyle önemli bir konu için teşekkür ediyorum.
Ben de buna benzer bazı ifadelere daha önceki köşe yazılarımda yer verdim. Bu konu gerçekten önemli. En basit şekilde bu konu, ürünlerin fiyatları çok düştüğü zaman arz-talep konusu gündeme geldiğinde ortaya çıkıyor. Bu yıl domates fazla üretildi, kuru soğan fazla üretimden dolayı tarlada kaldı, patates depoda çürüdü diye söylemlere şahit oluruz. Bunun sebebi neyi, ne zaman, nerede, ne kadar ürettiğimiz, üreteceğimiz, üretmemiz gerektiğini rakamsal olarak belirlemiş olmamamızdır.
Sadece ürün fiyatlarının düşük-yüksek olmasını mı bağlar? Ebetteki hayır. Bir alanda, örneğin hayvancılık alanında, yatırım yapmayı düşünüyorsunuz. Ama kaç adet koyuna, ineğe sahip olduğumuz, hangi alanlarda eksiklerimiz var bilmiyoruz. Ülkemizin stratejik olarak neye ihtiyacı var, bunların sağlıklı rakamlarla ortaya konulması gerekiyor. Halbuki elde edilen rakamlar hep tahmini.
Resmi kayıt altında ne kadar alanda buğday üretiyoruz? Ürettiğimiz ekmeklik mi, makarnalık mı, kesin olarak belli mi? Bazen patateslerimiz tarlada kalıyor, bazen yok satıyor. Şeker pancarı üretimimiz planlı olamadığı zaman, fiyatların çok düştüğünün ertesi yıl üretim azalıyor.
Son yıllarda bazı meyve türlerinde teşvikler verildi. Bazılarında da devam ediyor. Örneğin nar. Dağ taş neredeyse boş alanların hepsine nar bahçesi kurmak istedik. Ne kadar nar bahçesine ihtiyacımız vardı? Mayhoş nara mı yoksa tatlı nara mı ihtiyacımız vardı? Yurt içi tüketimimiz ne kadardı? Bunlar net olarak ortaya konulmadan bir furya ile nar üretimine yönlendik. Şuanda durum ortada…
Badem önemini ve ekonomik değerini koruyan meyvelerden birisi. Türkiye’de nerede ne kadar badem bahçesi var biliyor muyuz? Meyvecilikte alanın yanında, meyve ağacı sayısının rakamları da tutulur. İstatistiksel olarak ortaya konulan ağaç sayıları arazideki gerçek sayı mı, yoksa masa başında belirlenen tahmini rakamlar mı? Bu konuda elbette bildiklerimiz var. Yeri burası değil.
Bir başka örnek mantarcılık alanından olsun. Ülkemizin mantar üretiminin yarısını hatta %60-70’ni Korkuteli sağlıyor diye tahmini rakamlara değinilir. Toplam mantar üretimimiz Türkiye İstatistik Kurumu’na göre 40 bin ton civarında. Korkuteli’nde üretilen mantarın ise 30 bin ton civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam üretim alanından tutun da üretilen komposta, harcanan misele veya elde edilen mantara kadar farklı verilerden yararlanarak hesaplanıyor. Yine ortada güvenilir bir rakam yok.
Son olarak da seracılıktan bir örnekle yazımı tamamlayayım. Yayla seracılığı hızla yaygınlaşıyor. En yakınımızda Elmalı, Korkuteli, Burdur-Söğüt bölgesi öne çıkıyor. Buralarda ne kadar alanda sera varlığı var hep tahmini rakamlar. Örneğin Elmalı’da TÜİK verilerine göre 11 bin dekar civarında plastik sera var. Ancak tahmin edilen rakam 16 bin dekar civarında.
Eğer tarım sektörü adına doğru adımlar atılmak, gerekli alanlarda gerektiği gibi yatırımlar yapılmak, üretimi kolayca yönlendirip ülke stratejisine hizmet etmesini sağlamak istiyorsak, bunun yolu güvenilir istatistiksel rakamlardan geçiyor.
Halil Demir