Mantar ilginç gıda ürünlerinden birisidir. Mantarlar alemini incelemeye başladığınızda binlerce türünün olduğunu, hatta daha detaylı incelerseniz hayvanlar, bitkiler, bakteriler gibi diğer canlılarla farklarının ya da benzerliklerini görmeye başlarsınız.
Burada bilimsel açıdan mantarları tartışmak yerine doğrudan tüketimine yönelelim. Neden mantar yemeliyiz? İnsan beslenmesinde önemli bir yeri olduğunu bilirsek, neden tüketmemiz gerektiğini de biliriz.
Öncelikle kolay hazmedilebilen bir protein kaynağı. Bunu hayvansal gıdalarla karşılaştırarak ifade edebiliriz. Hazmedilme oranı hayvansal gıdalarda %30-50 iken mantarlarda %70-80 arasındadır.
Mineral maddelerden özellikle potasyum bakımından zengindir. Kilo sorunu olanlar rahatlıkla tüketilebilir. Şeker ve yağı az miktarda içeriyor. Kalp ve damar rahatsızlığı olanlar rahatlıkla mantar yiyebilirler.
B12 hariç diğer B kompleksi vitaminlere sahipler. Bazı araştırmalar incelendiğinde bazı kanser tümörlerine karşı etkili olduğu bilgileri de var. Folik asite ihtiyacı olanlar rahatlıkla mantar tercih edebilirler, çünkü folik asit bakımından da zengin bir kaynaktır. Bu saydıklarımız mantarların sağlık açısından sahip olduklarının bazıları.
Vitamin ve mineral içerikleri mantar türlerine göre değişmektedir. Mantarların yeme keyfi yani lezzetleri de türlere göre farklılıklar göstermektedir.
Ülkemizde en fazla üretilen ve tek istatistiği tutulan mantar türü beyaz şapkalı kültür mantarıdır. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre yaklaşık 40 bin ton üretim vardır. Beyaz şapkalı mantarının yanında, Pleurotus spp. mantarlarının üretimi son yıllarda hızla artıyor. Bu mantarlar halk arasında istridye mantarı, kavak mantarı veya benzeri isimlerle bilinmektedir. Ayrıca bazı meraklıları tarafından diğer türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor.
Sağlık açısından önemini ortaya koymaya çalıştığımız mantarın ülkemizdeki tüketimi ise istenilen seviyelerde değildir. Kişi başı tüketim miktarı 500-600 gram civarındadır. Tüketim miktarı artmalı, arttırılmalıdır. Tüketim miktarı arttıkça ülkemizdeki kültür mantarı çeşitliliği de artacaktır.
Eskiden mantarın sadece birkaç tüketim şekli bilinirken artık farklı yemeklerini, salatalarını tüketebiliyoruz. Mantardan konserve de var, turşu da var. Mantar döneri de yapılıyor, reçeli de.
Yaşadığımız çevreye bakınca insanlarımızın ne kadar az mantar tükettiğini görebiliyoruz. Pazarlarda, market reyonlarında her istediğimizde bulabileceğimiz bir gıdadan bahsediyoruz. Bazı yöresel pazarlarda doğadan toplanıp satılanlar da var. Bunlar da bir alternatif. Ancak yemek için zehirsiz olduğundan emin olmalıyız.
Korkuteli Türkiye üretiminin yarısından fazlasını tek başına karşılıyor. Şehrimizde hiç tadına bakmayanlar var. Mantara ulaşmak zor değil, yeterki alışkanlıklarımız arasına ekleyebilelim. Çok sık olmasa da haftada, iki haftada ya da ayda bir sofralarımızda mantar tüketelim.
Lütfen sağlığınız için mantar yemeyi unutmayınız…