Ramazan ayı ile ilgili olarak yazma konusunda değerli bulduğum onca konuya rağmen, bu Ramazan’da yazmak istemiyordum. Kendime “Sen ilahiyatçı mısın, ne anlarsın bu konulardan?” şeklinde sorular yöneltip, sorgulama yapıyordum ve hala da devam ediyorum. Ancak düşünebilen, mantık yürütecek her kişinin görebileceği bazı hatalar öyle sırıtıyor ki! Ve bu hatalara kimse ses çıkarmadığından öylece bütün şaşası ile devam ediyor ki! Şaşmamak elde değil…
Ramazan ayı denilince herkes aynı şeyi düşünmüyor, herkes aynı şeyi anlamıyor, ibadet etme şekilleri farklı, Ramazan ibadetlerimiz hangi durumlarda makbul olur ve benzeri konularda çok fazla eksikliklerimiz var. Bu tür birçok konunun özümsenmesinin sağlanması gerekirken, Ramazan’ın özünden uzaklaştırıcı uygulamalara devam ediliyor.
Örneğin, geçtiğimiz hafta sonu Silifke’den gelen Osman amca Antalya’da bir camiye teravih namazı kılmaya gidiyor. İspanya maçının olduğu gün, yorgunluktan ve maçı da bahane ederek ben de onlara eşlik etmedim. Namaz çıkışında Osman amca geldi ve “İyi ki gitmemişsin bizim kıldığımız namaz mıydı bilmiyorum. Senin yaptığın daha makbuldü, en azından şüpheye düşeceğin bir namaz kılmadın. Diyanetin imamları bunu çoğu kez yapıyor.” dedi.
Demek istediği şuydu: İmam teravih namazını o kadar hızlı kıldırmış ki? Yetişmek, eşlik etmek mümkün değil. Okunan sureler tam mı, eksik mi, yetişemeyenler ne yaptı, yaşlı insanlar nasıl namaz kıldı, tartışılacak durumlar ortaya çıkmış. Herhalde maça yetişmek istemiş olmalı ya da cemaat öyle istedi!
Yetkililerin benzeri ve çok daha önemli konulara ağırlık vermesi gerekirken hızla devam eden başka bir yanlışa dikkat çekmek istiyorum. Şuanda Antalya merkez ve ilçelerinde bulunan belediyeler yoğun şekilde Ramazan eğlenceleri düzenliyorlar. Bu eğlenceler ibadet açısından önemli olmalı ki (!) parti ayırt etmeksizin yarış devam ediyor.
Bu yazıyı yazmamı da Muratpaşa Belediye’sinin Meltem Mahallesi’nde hızla kurmaya devam ettiği eğlence alanı tetikledi. Oruçların yarısı olmuş, 50 derece sıcaklık altında şenlik alanı kuruluyor. Daha önce bakımsız bir alan olan Muratpaşa Lisesi’nin karşısı artık Ramazana şenliklerine ev sahipliği yapacak.
Sorum şu: Ramazan şenliklerinin Ramazan ayına katkısı nedir? Oruç tutmayı mı teşvik ediyor yoksa tutmamayı mı? Ramazan dolayısıyla ağırlık verilmesi gereken ibadetlere destek oluyor mu, teravih namazı kılma oranını artırıyor mu? Ramazan eğlencelerine en fazla oruç tutanlar mı katılıyor, yoksa tutmayanlar mı? Bana göre çoğunluk tutmayanlar ya da az da olsa sadece akşama kadar aç kalanlar…
Bu durumda bunun adına Ramazan eğlenceleri diyeceğimize Haziran, Temmuz, Ağustos eğlenceleri ya da yaz eğlenceleri desek ve Ramazan ayı sonrasında yapılsa daha makbul olmaz mı? Böyle olursa ramazan ibadetlerini engellemez, hatta bazı eğlenceler dolayısıyla insanların günaha girmesine sebep olmazlar. İsteyen gider isteyen gitmez denilebilir ve benim tercihim de gitmemek yönünde. Ramazan ayı gibi kutsal bir ayda yapılmasına itiraz ediyorum.
Önerim, Ramazan içerisinde eğlenceler düzenlemek yerine yapılan masraflarla teravih çıkışlarında namaza gelenlere hediyeler dağıtılsın. Bir kg deterjan, gıda maddesi için namaz kılmaya gelecek olan olursa en azından cami görmüşler, namaz kılmış olurlar. Hediye ile namaz mı olur denilebilir ve bunu ifade edenler haklılar da. Ancak hediye ile namaz kılmak istemeyen zaten namazını kılıyordur, hediyeyi de almaz.
Ramazan ayı ile ilgili düşüncelerimi, doğru bildiklerimi ifade etmek isterken bazı ironiler de yapmak durumunda kaldım. Yine Osman amcanın ifadesi ile Ramazan ayında sevap kazanmak isteyenlere büyük fırsatlar var. Peygamber efendimizin sünnetleri ortada. İlgili ayetler açık. Kimse ibadete zorlanmamalı, ancak ibadet yapmak isteyenler de eğlencelerle başka yerlere yönlendirilmemeli. Ünlü solistler Ramazan sonrasında da getirilebilir.
Ramazan eğlenceleri absürtlüğünden bir an önce kurtulmamız dileğiyle… Allah ibadetlerimizi kabul etsin.