Ülkemizde ve yurt dışında her yıl onlarca bilimsel toplantı gerçekleştiriliyor. Kongre, sempozyum, çalıştay, konferans ve benzeri isimler verilerek düzenlenen bu bilimsel faaliyetlerin yakından ele alınması gerektiği, hangi toplantıların neye hizmet ettiği üzerinde durulması gerekiyor.
Bu yazımda toplantıların kalitesini yazmak yerine, bir örnek üzerinden siyasi, ideolojik veya sosyal yaşam yönünden önemli gördüğüm bir başka konuya değinmek istiyorum.
19-23 Nisan 2017 tarihleri arasında Saray Bosna’da yapılan Uluslararası bir kongreye katıldım. Uzun yıllardır gitme konusunda içimde bir uhde olan Bosna’ya varmış olmanın hazzı ile hem bilimsel görevimi yerine getirdim, hem de ecdat hatıralarını gezip, görüp, tanıma şansına sahip oldum.
Balkan ülkelerinde yapılan kongreler içerisinde en ilgi çekici olanları herhalde Üsküp ve Sarejevo’da yapılanlardır. Özellikle Bosna’da yaşanan acıların izlerini yerinde görmek ve dinlemek, Türkiyemizin güçlü olması gerektiğini hissettire hissettire hatırlattı bize.
Saray Bosna’yı rehberler vasıtasıyla yakından tanırken aslında daha etkili bilimsel toplantıların yapılması gerektiğini anlıyoruz. Örneğin tarım konusunda yapılan toplantıların keşke teknik gezileri de olabilse. Ancak bu toplantılarda esas hedef turizm.
Bosna için, Makedonya için, diğer Balkan ülkeleri için turizmin birincil öncelik olmasına da karşı çıkamıyorum. Aksi takdirde birçok bilim adamımız buraları yakından görme şansına sahip olamaz. Bilim insanlarımız bazı gözlem ve tecrübelerini keşke edindiği bilgiler ışığında daha geniş kitlelere ulaştırabilse…
Benim bu yazı ile sizlere ulaştırmak istediğim, Bosna’da yapılan bazı kongrelerin geçmişten geleceğe paylaşımlar bakımından ülkemize faydalı olmadığı ve bu konulara dikkat edilmesidir.
Bosna’da yıl boyu birçok uluslararası bilimsel toplantı yapılıyor. Bunların birçoğu ile Bosna’nın yaşadığı acılara ortak olunabiliyor. Ancak bazıları ile de tamamen Sırplar açısından bakılmaya çalışılıyor.
Daha önceki yıllarda Sarejevo’dan çok uzakta olan bir sempozyum için sürekli duyuru gelmesi dikkatimi çekmişti. Şehirden uzakta bir yerde ecdat yadigarları ile kucaklaşamam sebebi ile gitmemiştim.
Bu ziyaretim sırasında öğrendim ki uzaktaki bu toplantılar ve diğer bazıları ile Saray Bosna Sırpların penceresinden gösterilmeye çalışıyormuş. Şehir içinde ve diğer bölgelerde yer alan Hırvat ve Sırp Kantonları ziyaret ediliyormuş. Yani pazar yerinde, mezarlıkta, köylerde, şehrin içerisinde yaşanan katliamlar yok sayılıyor. Focitel’i göremiyorsanız, Blagay’ı ziyaret edemiyorsanız Bosna’da bulunmanın bizim için bir önemi yok.
Bundan dolayı neye, kime/kimlere hizmet ettiğini bilmediğimiz işlerden uzak durmalıyız. Evet, Türkiye’de bulunanların Çanakkale’ye gitmeleri nasıl öneriliyorsa Saray Bosna’ya gitmelerini de öneriyorum. Bizden lezzetlerin, bizden çarşıların, bizden insanların yaşadığını görmek için gitmek gerekiyor. Ecdat topraklarını öksüz bırakmamak adına gitmek gerekiyor.
Bu vesile ile bilim adamlarımızı da uyarmak istiyorum. Saray Bosna’da yapılan her bilimsel faaliyet ile gerçeklere şahitlik edemiyorsunuz. Bizlerin buna dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sadece bilimsel faaliyet olsun, turistik gezi olsun diye veya başka bir nedenle Bosna planı yapmayalım. BİLİMSEL TOPLANTILARI KİMİN DÜZENLEDİĞİ DE ÖNEMLİ…