Atatürk’ten beslenenlerin yerel seçim ittifak görüşmeleri tamam.
CHP ve Saadet Partisi de genel seçimlerde olduğu gibi yerel seçimlerde ittifak yapma kararına yeşil ışık yakıp anlaşma yolunda ilk adımlarını attı.
İttifak yok dirsek teması var deseler de bir önceki seçimlerde sahaya üç partinin tek bedende inmesini unutmadık.
İki partinin de tek özelliği var.
İkisi de Atatürk’ten besleniyor.
Birinin Atatürk’e olan tepkisi;
Tabanda acımasızca namaz kılmaz, içki içer din düşmanıdır gibi safsatalar siyasetini diri tutmaya çalışır.
Diğeri ise tabanına;
Namaz kılmaz, oruç tutmaz, alkol masasından kalkmazdı safsatalarıyla siyasetini diri tutmaya çalışırdı.
Aslında Atatürk hayatta olsa sanırım adını kirli siyasete bu şekilde bulaştıranları hiç affetmezdi.
Yeryüzünde ilk gün aydığında ve gün battığında iki caminin yapımında büyük emeği olan Atatürk, insanoğlunu ezan sesiyle karşılatıp ezan sesiyle uğurlatan kişidir.
Atatürk ne dinsiz ne de dini kullanarak siyaset yapan yeryüzüne gelmiş geçmiş en büyük liderler arasında yer almıştır.
Ama ne yazık ki Atatürk iki farklı kutup tarafından ucuz siyasete kurban gidecek vatandaşın aklı karıştırılacak birisi değildir.
Siyasette projeleriyle ya da siyasi anlatımlarıyla başarıyı yakalayamayanların, siyasetteki başarısızlıklar ve başarı elde etmeye çalışanların, Atatürk’ün fikirleri yerine yaşantısı adı altında ki görüntüsüyle halkı kandırmaya çalışmaları da başarıyı değil başarısızlığı getirir.
Geçtiğimiz ittifak seçimlerinde CHP-Saadet-İYİ Parti’nin tabanda uyuşmadıklarını gözlemledik.
Sosyal medyada bu üç partinin de ittifak ortaklarının tabanda kol kola alamadığı paylaşımlarıyla ortaya çıktı.
Tavanda ittifak ne kadar sağlam olduğu gösterilmeye çalışılsa da üç partinin tabanın uyuşmadığı birbirlerine sıcak bakmadıkları sandıktan çıkan oylarla kendisini kanıtlamış oldu.
Fikir ayrılıklarının çok ayrı olduğu hiçbir şekilde uyuşamadıkları hatta üç kesiminde tabanın da birbirine öcü gibi baktığı bir süreçte yerel seçimlerde başarılı olmayacağının da göstergesi.
Bu seçimlerde taban kaymalarının geri dönüşü olmayan büyük kayıplara yol açacağı da aşikar görünüyor.
Hele birde adaylar belirlendiğinde tabana dikte edildiğinde çıkacak curcunayı şimdiden görebiliyoruz.