İnsanlığın varoluşundan bu yana var olan her bireyin kendi kendisine sorduğu sorudur ben kimim. Ben kimim sorusu ile başlayan yolculuk varlığın sebebini araştırmaya meyil eden insanlığın hayat denen garip yolculuğunun başlangıcıdır aslında. Daha anne karnındayken öğrenmeye başlarken varlık sebebimiz üzerine yöneliriz.
Kutsal kitaplarda da belirtildiği üzere tüm varlık ve insanoğlu iki kutup ve eşten yaratılmıştır. Bunlardan biri su iken diğeri toprak olup biri saflığı temizliği diğeri karmayı temsil eder. Karma yapıya dönüşmeden önceki hallerimiz bebeklik ve çocukluk yıllarımızdan geçer ki su gibi duru ve berraktır. Sorgulamadan çok öğrenmekle geçen bu yıllarda insanoğlu masumdur.
Öğrenme yıllarından sorgulama yıllarına geldikçe kozmopolittik bir hale dönüşen varlıklar içinde insanoğlu toprak gibi pek çok unsuru içinde bulundurmaya başlamış kendi içinde yolunu bulmak adına içinde barındırdığı çeşitlerden birini seçmeye başlamıştır. İyi olmak ile kötü olmak arasındaki seçim bu noktada başlangıç temsil ediyor olup bu seçimler tamamen bireye bırakılmıştır.
İşte tam bu noktada bireyin kendisini tam anlamıyla anlaması ve doğru seçimler yapabilmesi adına kendisini tanıması elzem teşkil etmektedir. BEN KİMİM? Sorusu vicdani bir muhasebe ortamında gizemini koruyan ve cevabı gizli bahçelerden ancak samimiyetle sıyrılarak gelen çok kıymetli bir sorudur. Ki, varoluş sebebini içinde barındırır.
BEN KİMİM? VARLIK? İNSAN? İYİ? KÖTÜ? Sorularının cevabı vicdanınızda ve hayatla ilgili seçimleriniz sizin elinizde. Mücadele ederek yaşamak mı? Pes ederek ölmek mi? Pes eden insanın ölüden farkı yoktur unutmayın. Yeter ki vicdanınızın sesinin geldiği kapıları kapatmayın ve en önemlisi;
KİM OLDUĞUNUZU UNUTMAYIN!