Viyana'ya 150 km uzaklıkta olan Linz’deki Alman ordusu, Osmanlının karşısına çıkamamıştı.
Viyana surlarını top atışlarıyla harab eden ve bu top atışları esnasında Kont Salm'ın ölümüne sebeb olan Kânûni, bu kadar cezanın yeterli olduğunu düşünerek, kış bastırmadan 16 ekimde Viyana'dan hareketle, 25 ekimde Budin'e, 16 aralıkta da İstanbul'a dönüş yapmıştır.
Fakat akıncı kuvvetleri Avusturya, güney Almanya (Bavyera), Muravya, Bohemya, Slovakya, Slezya (Çekoslavakya) ve Slovenya gibi Alman imparatorluğuna bağlı olan ülkelerin tamamında at koşturarak son sözü yine Osmanlının söyleyeceğini ifade ederek bu meseleyi noktalamışlardır.
Birinci Viyana seferinin en can alıcı noktası ise, kanlı mezheb çatışmalarına rağmen haçlıların Viyana'ya yardım kampanyası başlatarak, küfrün tek millet olduğunu ispat etmiş olmalarıdır.
Öyleki, bugün hâlâ Osmanlıya barbar diyen Viyanalılar, Napolyonun Viyana'yı yakıp yıktığından ve 2. dünya savaşında ağır Amerikan bombardımanından hiç bahsetmezler.
Çünkü Türk ve Müslüman düşmanlığı Avrupalıların hücrelerine kadar sinmiştir.
2. VİYANA KUŞATMASI
Şimdi gelelim bam teli olan asıl meseleye; 1648 ile 1687 yılları arasında IV. Mehmed'in padişahlığı zamanında Osmanlı, ikinci baharını yaşıyordu. Çünkü Köprülü Mehmed paşa gibi koca bir sadrazam'a sahipdi. O sadrazam vefat edince, yerine kendisini aratmayacak kadar siyâsi ve aynı zamanda da bir alim olan oğlu Köprülü Fazıl Ahmed Paşa geçmişti. Fazıl Ahmed Paşanın 41 yaşında vefatıyla, Köprülü Mehmed Paşanın evlatlığı olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa 5 kasım 1676 da sadâret'e layık görülmüştü.
Kânûni'den sonra 39 yıl 3 ay 1 gün ile en çok taht da kalan padişah ünvanına sahip olan IV. Mehmed zamanında Osmanlı devleti en geniş sınırlarına ulaşmıştı.
Almanların, Macarlara karşı bitmeyen zulümleri karşısında 6 ağustos 1682 de Almanların üzerine sefer yapılmasına karar verildi.
Estoni'de savaş meclisini toplayan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ve bütün paşalar Viyana üzerine yürüme hususunda görüş birliğine vardılar. Ancak iki paşa müstesna. Bunlardan birincisi, Tatar olan Kırım Han'ı Murad Giray, ikincisi ise, Macaristan beylerbeyi Arnavut uzun İbrahim Paşa idi.
Ordu 1 temmuz 1683 de Budin'den Viyana'ya hareket etti. O zamanın en büyük ordusu Viyana kapılarına dayanmıştı. Şehir sanki Osmanlının avucunun içerisindeydi.
1. Viyana kuşatmasında olduğu gibi tek millet olan küfrün haçlı orduları, Tuna nehrinin diğer tarafından çaresizce olanı biteni seyretmek zorunda kalmıştı.
Haçlıların Viyana'ya yardım edebilmesi için ancak altı durak ilerideki taş köprüyü (İskender köprüsünü) geçmeleri gerekiyordu.
Bu köprüyü tutması için Kırım Han'ı Murad Giray ordusuyla görevlendirilmişti. Ancak Merzifonlunun planı, Kırım Han'ı nın ihaneti ile bozulacaktı. Nitekim olaya şahid olan silahdar Fındıklılı Mehmed ağa, yazmış olduğu "Silahdar Tarihi" adlı eserinde bu olayı şöyle ifade etmiştir; (Devam edecek...)