Yanıbaşımızda bir komşumuz vardı;ismi Suriye idi,bir zamanlar Suriye'de Türkiye gibi bir ülke idi özgürlükleri her ne kadar kısıtlı ise de Müslümanlara hayat hakkı yok ise de yine de bir evleri bir barkları vardı,vatandaşlardı,okullari vardı, üniversiteleri vardı, Çarşıları, pazarları vardı.
Ama ülkenin başına yıllardır bir çıban gibi müsallat olan zalim, diktatör bir ailenin çocuğu olan Hafız Esad'ın oğlu Beşar esat vardı, oda babası gibi yıllar yılı bu mazlum coğrafyadaki insanlara zülm etti, hakaret ettİ, öldürdü,cezaevine attı, astı, kesti, sürgün etti, ve nihayetinde bir iç savaş başladı. Yıllar yılı Osmanlı mahiyetinde bilad-i Şam diye geçen bir Suriye nihayet iç savaşla yüz yüze kaldı. mücahitler direndiler, Şehid oldular, gazi oldular, ama bu zalim diktatörü deviremediler. Bu zalimin arkasındaki hain,kahpe,Batı, Rusya ve İran vardı. orada mücahitler Beşar Esatla değil dünyadaki büyük zalimlerle savaştılar. bu savaşı kazanmak mümkün değildi Ve Suriyeliler de bu savaşı kazanamayınca çoluk çocuk yaşlı ihtiyar ülkelerini terk ederek bir çok Suriyeli ülkemize sığındı.Ülkemize sığınan bu süriyelilere kucak açtık, evlerimizi açtık,sinemizi açtık ve onlara kardeş olduğumuzu anlattık ve onlar bizim muhacirimiz biz de onların ensarı olduk. Ama bu kardeşlerimizin ülkemize sığındığı günden beri bunların gelişini hazmedemeyen ve Suriyeli kardeşlerimize her zaman mesafeli duran ve ortalığı karıştıran fitne ve fucur ateşini yakan, İslam ümmetine,Müslümanlara mesafeli olan bu hainler Suriyeliler üzerinden kamuoyu oluşturmaya ve Türkiye'de fitne odağını körüklemeye çalıştılar. Bunlar Suriyelileri karalamaya çalışırken bunlardan mutlaka birileri etkilenmiş olacak ki Sakarya'da bir kardeşimiz olan Suriyeli ablamızı önce tecavüz edecekler ve sonra hunharca katledecekler bu da gösteriyor ki bazı hainler kamuoyu oluşturmaya bazı zalimler insanları yönlendirmeye bazı zavallılar da olayı yapmaya,fitne çıkarmaya vazifeli oluyorlar. Hain, zalim ve insanlıktan nasibini alamayan iki vahşi Suriyeli EMANİ ERRAHMAN ablamıza ve onun on aylık çocuğuna Ve karnındaki çocuğuna kıydılar. o anneyi ve çocukları öldüren zalimler belki bu hainlerin bu söylemlerinden bu kamuoyu konuşmalarından etkilenerek bu kardeşimizi hunharca katlettiler. biz bir anneiyi bir Suriyeliyi barındırırken zalimler de onlara tecavüz etmeyi onları öldürmeyi onlardan istifade etmeyi planlıyorlardı. Allah bu kardeşlerimize bugünleri imtihan olarak gösterdiyse bugün,yarın başka birisinin de bizim de başımıza olabilir.
Kamuoyuna nefret söylemlerini pompalayan sosyal medyada süriyelilere karşı linç kampanyaları başlatan Suriyelileri ülkemde istemiyorum diyen ve bu vahşete zemin hazırlayan insanlıktan nasibini alamayan bu vahşiler bu olayın olmasında adeta ön ayak oldular ve bu vahşilerin bu vahşeti yapması için bu insan müsveddeleri yola koyulup bu EMANİ ERRAHMAN kardeşimize bu ortamı hazırlatmaya çalışmaları olmuştur.
Bir Suriyeliye yardım edebilmek bir muhacire ensar olabilmek bir Müslümanı yedirmek içirmek bir Müslümanın Müslüman üzerindeki haklarından biri değil midir? peki bu Müslüman illaki bizim Erkanınızdan illaki bizim akrabalarımızdan vatandaşımızdan mı olmalıdır?bir Suriyeliye evimizi açıp onu barındırıp onu zalimlerin silahından bombasından korunmak bizim üzerimize görev ve vazife değil midir?Ümmet ne zamandan beri bu vazifelerden kaçar oldu? biz ne zamandan beri bizden olan beri gelsin bizden olmayan ırak olsun demeye başlar olduk?Suriyeliler İmtihanlarında canlari ile malları ile ödeyerek verdiler ve vermeye devam ediyorlar. ama bizlerde imtihanlarımızı onları koruyarak onları himaye ederek onları barındırarak vermeye devam edeceğiz.ama biz Suriyeli anneyi koruyamadık muhafaza edemedik, ensar görevimizi yerine getiremedik, yüreklerimiz kan ağlıyor bu yürekler kan ağlamalı bütün bu vatandaki Müslümanlar bu hakkı Allah karşısında nasıl verecek onu da başını iki elinin arasına alıp derin derin tefekkür edip düşünmelidir.
Bu olay olmasına rağmen yine Suriyeli kardeşlerimiz dindaşlarımız temkinli oluşlarını metanetli oluşlarını elden bırakmayarak Türkiye'ye karşı sevgilerini, muhabbetlerini ortaya koyarak biz bu insanlarla kardeşiz demeyi ve bu ablamızın kocası İdlib'e giderken oradaki kardeşlerimiz bize yapılan vahşeti bilmesinler diye trafik kazası oldu diyeceklerini ifade eserek,Türkiye'ye karşı bir nefret bir ön yargı oluşmasın diye yine insanlığını müslümanlığını sadakatini ortaya koymasını bildiler.
Allah ona gani gani rahmet eylesin ama Suriyeliler ülkelerine dönsün diyenler bir kez daha mahcup ve mahzun olacaklardır.