15 Mart 2011 yılında başlayan Suriye Savaşı 15 Mart 2018 ile 7. yılını tamamlayıp sekizinci yılına girmiş bulunmaktadır.
Biz de buradan yola çıkarak Suriye’nin savaş yıllarının bir değerlendirmesini yapmak istedik.
İsterseniz bu değerlendirmeye geçmeden önce Mehmet Akif Ersoy’un yıllar önce İslam alemi için öngördüğü şu tespite hep beraber kulak vermeye çalışalım.
Çünkü izan sahipleri birçok şeyi önceden sezebiliyorlar ve bu sezgilerden yola çıkarak biz insanlara uyarılarda bulunmaktadırlar, bakın Mehmet Akif Ersoy’un şu dizeleri bugünkü İslam âleminin içine düştüğü buhranı ne kadar güzel ve net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Artık ey milleti merhume, sabah oldu uyan Sana az geldi ezanlar, diye ötsün mü bu çan? Ne Kürtlük, ne de Türklük kalacak aç gözünü ! Dinle Peygamber-i Zişanın İlahi sözünü.
Veriniz baş başa; zira sonu hüsranı mübin, Ne hükümet kalıyor ortada, billahi ne din ! "Medeniyet !" size çoktan beridir diş biliyor; Evvela parçalamak, sonra da yutmak diliyor.
Ne bu şuride siyaset, ne bu fasid dava? Görmüyor gittiği yanlış yolu, zannım, çoğunuz... Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz! Bunu benden duydunuz, ben ki evet, Arnavut’um...
Başka bir şey diyemem... İşte perişan yurdum!...
Değerli dostlar bu dizeler bizlere ne ifade ediyor.
Yedi yıl önce Arap baharı ile ortaya çıkan Ortadoğu’nun insanları belki rahat bir nefes alırız düşüncesiyle meydanlara indiler. işte Suriye’de de böyle bir düşünce meydana geldiği ve insanlar meydanlara indiler, altı ay boyunca silahsız sadece ve sadece yürüyüşler yaparak rejimin kendilerine yaptığı zulümlerin ve Haksızların ortadan kaldırılması için var güçleriyle haykırdılar, ama bu zalimler bunların mutlaka iktidari ellerinden alacaklarına düşünerek bu insanlara silah kullanarak bir çok Müslüman kardeşimizi şehit ettiler.
Bazıları Suriye’deki savaşı Türkiye’nin üzerine yıkmak istemektedirler, aslında Baas rejiminin yıllardır yaptığı zulmeden artık dur denilmesi gerektiğini düşünen Müslümanlar, rejime karşı Ordu’dan kaçıp bir araya gelen direnişçi Müslümanların kurduğu, özgür Suriye ordusunun rejime karşı direnişe geçmesi ile başladı.
Yıllardır BAAS dikta rejimi halka kan kusturmuş, halkın namusunu payimal etmiş Müslümanlara hayat hakkı tanımamış, Müslümanların namusunu çiğnemiş bu vahşet bu zülüm babadan gelen bir zülüm olarak devam etmişti, zalim oğul ise bu zulmü devam ettirdi ve ailece bu zulmün ortağı oldular ve kendilerini ebedi alemde cehennemde yakıtı insanlar ve Taşlar olan ateşe müstahak kıldılar.
Suriye deyip geçmemek gerekir. bugün batı emperyalizmi, Rus Bolşevizmi Ve İran Şia’sı Suriye’ye hakim olmak istemektedirler. Bunların yanında terör devleti en büyük kalleş olan devlet Amerika birleşik devletleri…
İşte bugün Suriye’de bunlar sadece ve sadece Müslümanların kanını akıtmaktadırlar ve Müslümanları evlerinden yurtlarından etmektedirler.
Sonuç olarak yedi yıldır Suriye kan ve revan içerisindedir, milyonlar yurtlarından edilmiş, milyonlar öldürülmüş, milyonlar yetim bırakılmıştır ama Müslümanlar bundan dersler çıkarmalıdır,
Türkiye’de de aynı senaryonun sahneye konulması için kalleşçe, kahpece, haince, var güçleriyle çalışmaktadırlar.
Mehmet Âkif’in dizeleri bugünümüzü ifade ediyor. Suriye’de ortaya konulan bu katliamın birde Türkiye ayağının olmasını istemektedirler, Doğu’daki, batıdaki Müslümanlar bu ihanetin farkında olmalı ve bu ihanetlere asla ve asla pirim verilmemelidirler.
Ne diyelim inşallah Müslümanlar bir an önce uyanır ve yeni bir vahşetin ateşlenmesine müsaade etmezler.
selam ve dua ile.