Son günlerin popüler kelimesi şüphesiz ki siyasettir. Siyaset denilince akla ne gelir? Bunun üzerinde biraz durmaya çalışalım.
Siyaset demek bir devletin idaresini ele alıp bu ülkeyi yönetmek ülkenin ekonomisini heyet-İ içtimaiyesini düzenlemek ve insanların huzur ve refah içerisinde bir hayat yaşamalarını sağlamaktır.
Buraya kadar her şey normaldir. Gelin görün ki siyaset demek yalan iftira, dedikodu, para çalmak, kadın, mevki, makam peşinde koşmak olarak kabul edilmiştir.
Oysaki siyaset peygamber efendimizin hayatıyla başlıyor ve bugüne değin yol alıp geliyor. Belki siyaset hiçbir zaman bu kadar süfli bir vaziyete düşmemiştir.
Bugün bunu biraz daha net anlıyoruz. Halbuki siyaset bu mu olmalı hamasi siyaset mi olmalı başkasını etkilemek veya heyecanlandırmak için siyaset mi yapmalı, siyaset eşittir yalan siyaset eşittir dedikodu siyaset eşittir iftira mı olmalıdır.
Halbuki siyaset yapanlar, diğer insanlardan daha kültürlü daha ahlaklı daha erdemli daha insancıl olmalıdır, çünkü insanın, toplumun, ülkenin, bunlara ihtiyacı vardır. Baştaki idareciler daha iyi bir seviyede olacak ki Alttakiler de o seviyeye yükselebilsin.
Osmanlılarda siyaset denilince akla ilk defa mebuslar gelirdi, mebuslar seçilirken yaşadığı memleketi iyi bilmelidir. Yaşadığı memleketten çok uzun süre ayrı olmamalıdır. Aday olduğu memleketten uzak kalmamış olmamalıdır.
Parayla, kadınla imtihanlarını geçmiş olmalıdır. Rüşvetten uzak olan biri olmalıdır. Akrabalarını, hısımlarını kayıran biri olmamalıdır. ülkenin, milletin, devletin, menfaati bütün menfaatlerinden üstün tutmalıdır. Dinimi bilen ve yaşayan biri olacak ki bu özelliklerde olan şahsiyetler mebus olmak için aday olabilirdi.
Müslüman siyasetçilerden pratik zorunluluklar ile ilkesel sınırlar arasında ideal bir uzlaşmayı bulma yolunda kendilerinden öncekilerin siyaset ve ahlakından istifade eden şahıslar olmuşlar.
Siyasi davaya giren siyasetçiler diğer insanlara da ahlakı ve siyaseti öğretmişlerdir. Osmanlılarda siyasetçiler hukuk ve siyasettin kesiştiği yere siyaset-i şer’iyiye diye isim vermişler ve bu isimle Siyaseti insanlara anlatmışlar.
Siyaseti yalancılar, üçkağıtçılar, düzenbazcılar yapar diyerek imanlı, vatansever, dürüst insanların siyasetten uzak kalmalarını da asırlardır istemişler. Bu oyun şüphesiz ki Yahudi oyunudur ve Müslümanları yönetimlerden, idarelerden uzaklaştırarak kendi adamlarının kendi çıkar ve menfaatlerini gözetecek kişileri istedikleri mevki ve makama getirebilmek için bu yalanın arkasına sığınmışlar.
Maalesef ama maalesef inananlarda bu yalana balıklama Dalmışlar ve Müslümanların siyaset yapamayacağı düşüncesinde ve fikrinde olmuşlar. Eskiden mecliste Anadolu’dan vekil olup meclise girenlere şunu demişler ulan öküz siz gidin hayvancılık tarım yapın onlarla uğraştım milletvekillik sizin neyinize biz idareci olacağız, milletvekili olacağız siz de çalışacaksınız, getireceksiniz biz yiyeceğiz öyle bir mantık öyle bir düşünce olmamalı
Her ne olursa olsun ülkemizin vatanımızın milletimizin ali menfaatleri için hayırlı evlatlarımızı ön plana çıkarıp bu güzel ve hayırlı çalışmalarda öncülük etmelerini sağlamalıyız.
Allah ülkemizi milletimizi her türlü kötülükten her türlü sıkıntıdan uzak eylesin selam ve dua ile...