31 Mayıs 2010 tarihinde mazlum coğrafyada çok mahzun olan bir emanet vardı. Bu emanet Hazreti İbrahim’den peygamberimize kadar bir çok peygamberden bizlere miras ve emanet kalan Filistin idi, Bu Filistin topraklarında bulunan ve zalim lanetlenmiş barbar Siyonist İsrail'in ambargosu altında bulunan Gazze vardı, işte bu Gazze'ye insani yardım götürmek için Avrupa'dan Türkiye'den Arap aleminden ve dünyanın bir çok yerinden aktivistler, bilginleri âlimler bir araya gelerek Gazze'ye yardım götürmek için seferber oldular.
Dünyadan gelen aktivistlerin Antalya'da buluşması gerçekten gözlere kalplere sevgi ve muhabbet akıttığına şahit olduk; Antalya'dan Gazze'ye seferler düzenlendi, Gazze'ye düzenlenen seferlerden dolayı Gazze halkı çok büyük bir mutluluk içerisine girmiş ve çok büyük umutlarla bizleri bekler olmuşlardı ama gelin görün ki zalim terörist devlet İsrail yolumuzu kesti ve Gazze'ye götüreceğimiz yardımları gasp etti tabii ki bütün bu macerayı detaylarına kadar anlatacak değilim ama bu mavi Marmara'nın üzerine düşen görevi yaptığına inanıyoruz, daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi tarihte üç tane gemi vardır. Nuh'un gemisi Titanic gemisi ve Mavi Marmara gemisi işte bu üç gemi tarihe damga vuran gemilerdir. Bu iki gemide imanlı itikatlı ve müvahhid insanlar vardı Bu gemide Müslümanlara yardım götürecek ve canını o Müslümanlara feda edecek nice yiğitler vardı ve bu yiğitler bunun bir söylem olmadığını göstermek için bizatihi canlarini feda ettiler, işte bu gemide böyle insanlar vardı,
Bir gemi daha vardı kibrin müstekbirliğin küfrün ana temasını teşkil ediyordu O gemide de küffara hizmet eden zülme malzeme taşıyan Allah'a kafa tutan kafir insanlar vardı, işte bu gemi Allah’ın izniyle çıktığı ilk seferinde sadece bir buzdağına çarpmış ve bütün müstekbirliğini o okyanus sularına gömmüştü.
Nuh'un gemisi de vahyin gemisidir ki kuran ve efendimizin sünnetlerinde ne kadar büyük bir önem taşıdığı ifade edilmektedir Hazreti Nuh ve ona inananlar o gemide yeniden yola koyulmuşlar yeniden müvahid bir nesilin ve geleceğin temelini hep beraber atmışlar.
Bugün üzerinde durmak istediğimiz konu şudur bu üç gemide dünya var olduğu sürece zikredilecekler ve anılacaklardır. Kimi hak namına anılacak kimi de zülüm ve küfür üzerine anılacak; inşallah mavi Marmara her zaman müvahit Müslümanların seferi diye anılacak ve yad edilecek.
Ama bugün gelin görün ki zalim mi desek, hain mi desek, veyahut başka şeylerin peşinde olanlar mı desek, Mavi Marmaray’ı iktidara karşı kışkırtmaya ve mavi Marmaray'ı karalamaya çalışmaktadırlar, bunlar bilmelidir ki, bu mavi Marmara'da akan kan şehadet kani idi bu kan Gazze'deki hasta,kanserli, yatalak insanların tedavisi için döküldü bu kan hiçbir zaman hiçbir iktidara veyahut hiçbir menfaat ve çıkara kavuşmak için dökülmedi.
Burada bu hatayı ve kusuru işleyenler Allah'a, ümmete, şehitlere, yetimlere, Gazzelilere ve Allah'ın Resul'üne ondan sonrada Ahmet Yasin'e cevap veremeyecektir. Mavi Marmara'ya binen manyaklar diyen zihniyet' İsrail'deki zülme su taşıdıklarını bilmelidirler Ve Gazze'deki o zülüm altındaki zavallı insanların ahını alacaklarını bilmeli ve yıllardır ambargonun altında ezilen o mazlum Müslüman kardeşlerimizin vebali altında ezileceklerdir.