Evet, nihayet umremizin sonuna geldik, bütün insanları kucaklayan herkese şefkat kanatların indiren Mekke ve Medine adeta insan seli gibi her taraf insan kaynıyor.
Kimi simsiyah zenci, kimi esmer, kimi buğday tenli, kimi bembeyaz, kimi de sarışın, ama her taraf Allah’ın nişaneleri Allah’ın sanatı oradan dünya yayılıveriyor. Asırlardır Ümmet-i Muhammed’e kıblegahlık yapan Kabe, insana anne kucağı gibi kucak açıp adeta her yönüyle insanları selamlıyor.
Neresine bakarsanız bakın Allah’ın bir nişanesini Cebrail’in nüzulünü Muhammed Mustafa (S.A.V) risalesini, Hazreti İbrahim’in sadakatini Hazreti Hacer’in metanetini Hazreti İsmail’in teslimiyetini görüyorsunuz.
Yedi şaftı yapıyorsunuz yedi sayı yapıyorsunuz yedi defa şeytan taşlıyorsunuz. Hacc’da ve umrede sayılar hep yediyi gösteriyor. Araplarda yedi sayısı kesreti yani çokluğu gösterir çünkü çokluktan kinaye yedi sayısı burada bencilliğimizi fena niyetinizi kibrimizi gururunuzu bırakarak yurdumuza dönüyorsunuz.
Bir çok insanla omuz omuza saf tutuyorsunuz Afrikalı bir zenci ile yada Uzakdoğulu Bir Müslüman kardeşinle saf tutuşun seni manevi bir aleme götürüyor. Kabe’nin karşısında gözyaşlarıyla Allah’a yakarışları af dilemeleri adeta insan selinin gözyaşlarına boğulduğuna şahitlik ediyorsunuz.
Kabe öyle bir şey ki bütün ihtişamıyla bütün güzelliğiyle insanlara hem anne kucağı gibi kucak açıyor hem de insanları günahtan günahlardan arındırarak bereketini ortaya koyuyor. Rabbimizin Nazargah-İ İlahi diye nitelendirdiği Kabe’den ayrılırken en güzel duygularla en hassas noktalarla insanlar memleketlerine dönüyor.
İnsanlar; günahlardan arınmış olduğuna inanarak buraları terk ederken tek bir şey onları teselli edebiliyor, nedir o teselli, O teselli tekrar Kabe’ye dönüp tekrar buralara bir daha gelip buralardaki ibadet sevgisi ve aşkıyla teselli olmalarıdır.
Buradaki bütün insanlar hem kendilerine hem akrabalarına hem de ümmetin mahzun bölgelerine yeryüzündeki bütün mümin kardeşlerimize yeryüzündeki Müslüman kardeşlerimize el açıp dua ediyorlar. Allah’a yalvarmaları ve Allah’a yakarışmaları da ayrı bir tesellimizdir.
Hacerülesved Rüknü Yemânî Rüknü Şami Rüknü Iraki Hicri İsmail Kabe’nin kapısı mültezem, buralar her biri ayrı bir maneviyat yüklemişken müminlerde buralarda af ve mağfiret kapısını çalarak Rablerine iltica ediyorlar günahların af olunmasına Rablerine yalvararak ortaya koyuyorlar.
Rabbim tekrar buralara gelip buralarda ibadet etmeyi cümlemize nasip etsin bu sevgi ve arzuyla yaşayanlara Cenabı hak nasip etsin Allaha emanet olunuz.