İslam “slm” kökünden gelir, yani teslim olmak Allah’ın emir ve farzlarına kayıtsız ve şartsız teslim olmak demektir.
İbn Kuteybe kelimeyi boyun eğmek ve İradi olarak uymak suretiyle barış ortamına girmek, İbn-i Munzur da boyun eğmek ve itaat etmek şeklinde açıklamışlardır,
Kuran’ı Kerim de İslam kelimesi sekiz yerde geçmekte ayrıca çok sayıda ayette aynı kökten de isimler bulunmaktadır.
Allah’a yönelmek, ona teslim olmak, tevhid inancına sahip bulunmak, Allah’a teslimiyetin gereğini yapmak manalarında kullanılmıştır. Kuran’da İslam Allah katında ki hak dinin karşılığı ve özel adı olarak belirlenmiş, ondan başka hiçbir dinin Allah tarafından kabul edilmeyeceği vurgulanmıştır.
Ayrıca Müslümanlara din olarak İslam’ın uygun görülmesi hidayete erme yönünde Allah’ın yardım ve desteğinin en üst düzey şeklinde olacaktır.
Gerçek ve dosdoğru din anlamındaki Dini kayyim, sıratı müstakim gibi Kurani terkipler, İslam’a tekabül asli dinin tanıtma amacını taşırken, Hazreti İbrahim için Hanif ve Müslim vasıflarının yan yana ve eş anlamlı kullanması da İslam’ın saf tevhid inancının ve hak dinin devamı olduğunu göstermektedir.
Bu ayetlerden ve hadislerden anlıyoruz ki Allah katında dinin İslam olduğunu ve bütün insanların fıtratı Hanif dini üzerine ve İslam dini üzerinde olduğuna müşahede ediyoruz.
Bununla beraber her insanın İslam fıtratı üzerinde olduğunu ve İslam üzere bir hayat yaşamakla mükellef olduğunu da, Eşari İslam’ı Allah’a tam teslimiyet hükümlerine boyun eğme ve emirlerine uyma şeklinde tanımlamıştır.
Matuidi ise kişinin kendini bütünüyle Allah’a teslim etmesi sadece ve tamamiyle ona kulluk edip ortak koşmaması diye tarif etmiştir.
İslam’da vahiy geleneği bizim için iman edilmesi gereken başka bir konudur çünkü peygamberimiz kendi heva ve hevesine göre değil, Allah’ın emirlerine Allah’ın ona gönderdiği vahiyle hareket ettiğine iman onun için İslam’ın mutlak manada yaşatılması ve bütün insanların bu dine inanmak zorunda olduklarını da Öğrenmiş bulunuyoruz.
İslam tek başına bir şey ifade etse bile bununla bağlantılı peygamber, kuran, ibadet, itikat, muamelat da İslam’ın içindeki detaylardır. Bunların tamamını bir bütündür birbirinden ayrılamaz ve bu dinin omurgasını ancak bu şekliyle ortaya koyabiliriz.
Bugün yeryüzünün en itibarlı dini şüphesiz ki İslam dinidir, insanların akın akın din değiştirdiği ve yine akın akın İslâm’a girdiklerini de bütün detayıyla bilmekteyiz.
Diğer dinlere ne kadar girişler varsa da bunlar çok cüzidir ve azdır ama bütün insanların İslam’a meyilli olduklarını İslam’ı araştırdıklarını ve Müslüman olmayı düşündüklerini de biliyoruz.
Burada kısaca İslam’ı anlatmaya çalıştık buna neden ihtiyaç duyuldu denilecek olursak, bugün Müslümanlar neden bu durumda acaba, İslam mı sıkıntılı yahut Müslümanlar mı sıkıntılı diye bir abesle iştigal içerisine giren insanlara rastlıyoruz.
Halbuki hepimiz bu dünyada imtihan içerisindeyiz bizim imtihanımız budur biz daha imtihanîmızı bitirmedik nasıl diğer kavimler, peygamberler Sıkıntı yaşadılasa bizim de bu sıkıntıları yaşamamız normaldir.
İslam’da ve Müslüman da hatayı aramak kaderin cilvesini bilmemek demektir, Allah (cc)iktidar ve servetleri aramızda dolaştırır durur asırlarca dünyaya Hükmeden Müslümanlar bugün zalimlerin tahakkümü altında bir imtihanla karşı karşıyadır.
Ama Müslümanlar bu imtihanlarını başarıyla atlatmak için imanlının yanında Müslümanın yanında ümmetin yanında yer almakla mükelleftir. derdi Ümmet ve İslam olmayanın ahiri de akıbeti de berbat olacaktır.
selam ve dua ile....