Batı emperyalizmin İslam coğrafyasındaki emelleri çok uzun zamandan beri devam ede gelmektedir. Afganistan ile başlayan Irak ve Suriye ile devam eden Libya ve yemeni parçalayarak İslam coğrafyasını istila ve istikrarsızlaştırma projesini tek tek hayata geçirmeye çalışmaktadır. Bu yetmiyormuş gibi mezhep çatışmaları üzerinden de istem âlemini parça parça etmek ve lokma lokma yutmak peşindedirler.
İşte mezhep çatışmalarını Suriye'de Yemen'de Suudi Arabistan da Libya'da ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Görünen resim bu ama görünmeyen resim ise batı emperyalizminin kahpe sömürü düzeninin bir tek dertleri vardır. İslam âleminin parçalanması ve gizli planlarında Yahudi devleti olan İsrail devletini burada korumak ve Yahudilerin arz-ı Mevdud emellerini hayata geçirmektir.
Son olarak 15 Temmuz oyunu gibi bir darbe ile Pakistan'daki meşru yönetimi alaşağı ederek gelişmekte olan yükselmekte olan Pakistan'ı da FETÖ terör örgütü gibi Bir yapı ile çökertmek ve Pakistan'ın geleceğini Libya, yemen, Suriye,
Mısır ve diğer İslam coğrafyasındaki ülkeler gibi karma karışık darmadağınık ve istikrarsızlaştırılmış bir ülke olmasını istemektedirler.
Bu sistemin çalışması için bütün İslam ülkeleri birbirleriyle çatışmalıdır. Beş körfez ülkesinin Katar'a uyguladığı ambargonun aynısını diğer ülkelerde birbirlerine yapmalıdır ki, plan ve projelerini hayata geçirebilsinler. Aksi takdirde planları suya düşecektir.
Bunlar yapılırken el ovuşturan güneydeki bir ülke terör devleti ve Allah'ın lanetlenmiş olduğu bir millet vardır ki oda İsrail oğullarından adını alan İsrail terör devletidir, İsrail terör devleti bununla bu kaostan bu kargaşadan yararlanarak Mescidi Aksayı işgal etmek istemekte ve mescidi aksa ya yani Haremi Şerife girilmesini yasaklamaktadır. Bu yetmiyormuş gibi x-ray cihazları ve dedektörler koyarak Müslümanların ibadet etmelerini engellemektedir.
Hem İslam âleminin bu kargaşa ile uğraşmaları ona bir nebze kolaylık sağlamakta ve aynı zamanda İslam âleminin nabzını da yoklamak için her zaman olduğu gibi puslu bir havadan istifade ederek emellerini ortaya koymaya çalışmaktadır. Müslümanlar asırlardır hiçbir mukaddesat üzerinde ittifak etmediler, ama mesele Filistin, Haremi Şerif ve Kudüs olunca hamd olsun ki Müslümanlar birlik ve vahdet yolunu aramaya çalışmaktadırlar. Benim acizane fikrim odur ki bütün Müslümanlar Kudüs üzerinden mescidi aksa üzerinden Haremi Şerif üzerinden ittifak edeceklerdir.
Eğer biz bu zalim dalgaları durdurmazsak İslam Alemi olarak bizim mukaddestarımızın muhafazası ve korunması zor olacak, bu kahpe yönetimler artık mukaddesatlarımıza İslam'ın kalbine saldırmak için var güçleriyle çalışmaktadırlar.
Önce Haremi Şerif sonra Mescid-i Nebevi sonra kıblemiz olan Kabe’ye saldırmak için gün saymaktadırlar, artık Müslümanlar birlik olmanın zamanı gelip geçtiğini bilmek durumundadırlar.
Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Yeni Kapı da büyük bir miting gerçekleştirdi Kudüs için el ele, mescidi aksa için Vahdet'e, haremi şerife uzanan ellere lanet okumak için İstanbul'da 100.000'leri topladılar. Anadolu gençlik Derneğini tebrik eder çalışmalarını ve gayretlerini fevkalade buluyoruz. Birçok STK'nın destek verdiği bu mitingi gerçekten takdire şayan görmek gerekir. Başta Memur Sen ve İHH bu mitinge üst seviyede teveccüh gösterdiler, burada konuşulanlar mavi Marmara'nın durumu gerçekten gözleri gönülleri duygularla coşturan konuşmalar oldu, buradan anlaşılıyor ki hiçbir partinin hiçbir siyasi düşüncenin hiçbir cemaatin hiçbir vakfın; Filistin ve Haremi Şerif için bir araya gelmemesi düşünülemez ve ümmetin Vahdet-i inşallah Haremi Şerif Kudüs ve mescidi aksa üzerinden olacaktır.
Son olarak diyeceğimiz budur ki başta Türkiye, İran ve diğer İslam ülkeleri bir araya gelip bu zalimane saldırılara ülkeler nezdinde dur demelidirler. Aksi takdirde Zaman geçmiş olacak ve milletlerle beraber ülkeleri de tarumar edilmiş olacak, milletini kaybeden ülkesini de kaybeder, ülkesini kaybeden, komşusunu da kaybeder, komşusunu kaybeden kendisini de kaybeder ve İslam namına hiçbir şey kalmaz ve haçlı Seferlerin istilası gibi istilalar baş göstermeye devam eder.
Hiçbir devletin veya inancın kendi mukaddesatlarını korumak için başka dinin mukaddesatlarına zarar vermeye hakkı da haddi de yoktur. bu mana ve düşüncelerle bütün ümmeti Allah'ın selamı ile selamlıyoruz Allah'ın selamı inananların üzerine olsun.