İçerisinde bulunduğumuz manevi atmosferi çok büyük olan rahmetin, merhametin,sağanak sağanak yağdığı bu ayda bir çok şeylerimizi elden geçiririz. gözden geçiririz, kendimizi bir hesaba çekeriz, bir Mizana koyarız.zekatlarımızı veririz,fitrelerimizi veririz, sadakalarımızı veririz,bir çok güzel şeyler yaparız. soframızda fakirleri yetimleri misafir ederiz ,akrabalarımızı arkadaşlarımızı dostlarımızı ziyaret ederiz birbirlerimizin hal ve hatırlarını sorarız,bir çok mesajlar göndeririz,birbirimizin ramazanlarımızı tebrik ederiz dostların dualarını alırız. Bunları yapıyoruz gelin bunlardan daha elzem mi hayatımızda bize daha çok lazım olan şeylerden bir tanesini yapmaya gayret gösterelim oda ahlaklı olabilmektir.
İşte bu Ramazan’da gözden geçirecek bir mesele daha vardır ki oda ahlakımızı güzelleştirmektir. Bir Müslüman her şeyden önce güzel ahlaklı olmak için çaba sarf etmek,gayret sarf etmek zorundadır ve İslâma uygun İislama layık bir nefer olmalıdır.
İnsan isterse ahlâkını Edebini hayasını arttırabilir kısacası bu insanın elinde olan bir şeydir, doğasında hangi huylar bulunursa bulunsun insan güzel ahlaklı olabilir. Bazılarına Allah’ın doğuştan verdiği özellikler ise O’nun lütfu ve keremidir. O sebepsiz iş yapmaz ama dilediğine dilediğini verir.
O halde Hz. Peygamber’in güzel ahlakla ilgili bunca hadisi şerifi, sadece doğuştan güzel huylu olanlar için değildir. Ahlakını güzelleştirmede insan iradesinin ve çabasının payı bulunmasa o bunları bütün insanlara neden söylemiş olsun? Buyurur ki:
“İyilik güzel ahlaktan ibarettir”.
“Mizanda güzel ahlak kadar ağır basacak başka bir şey yoktur. Güzel ahlaklı insan bununla nice oruç tutan ve namaz kılanların derecesine ulaşır”.
İnsanların cennete girmelerini en çok sağlayan şey nedir, diye sordular, “güzel ahlaktır” buyurdu. Kişiye verilenlerin en değerlisi nedir, diye sordular, “güzel ahlaktır” buyurdu.
“ İnsanların imanca en kâmil olanları, ahlakı en güzel olanlarıdır. Sizin iyileriniz, hanımlarına karşı ahlakı iyi olanlarınızdır” dedi.
Güzel ahlak edinilemeyen ve erişilemeyen bir şey ise bunlar neden söylenmiş olsun?
Konuyu Gazalî'nin söyledikleriyle bitirelim, der ki, insanlar ahlakın ne olduğunu anlatma yerine onun semerelerini, ne olarak göründüğünü anlatırlar. Oysa ahlakın hakikati, bir huyun insanda tabiat haline gelmesi ve düşünüp taşınma ihtiyacı duymadan o huyun kendiliğinden ve kolayca davranışa dönüşmesidir. Yani ahlak refleks haline gelmiş davranışlardır. Bazılar ise ahlakın semeresine bakarak derler ki:
Güzel ahlak mütebessim bir yüz ile herkese iyiliği dokunmaktır.
Şikâyet etmemek ve edilmemektir.
Kimseye eziyet vermemek ve eziyetlere tahammül etmektir.
Bunlar Gazalî'nin söylediklerinden.
Ama sanırım güzel ahlakın en önemli ve öncelikli meyvesi dürüstlüktür. Bunu biz ölesiye dürüst olma diye anlatırız. Dürüstlük bir müminde önce aklın ve imanın gereği olarak, irade ve çaba ile yaşanır. Buraya kadarı dürüstlüğün, her mümin için farz, yani olması gereken ibadet boyutudur. Bu sürdürülürse insanın tabiatı haline gelir ve güzel ahlaka dönüşür.
Bugün müslümanların en çok muhtaç oldukları ahlaki haslet budur. Çünkü çok uzun yıllardır müslümanlar güvenilirliklerini kaybettiler. Oysa 'mümin' güvenen ve güvenilen insandır. Bu özelliği kazandıklarında yeniden mümin olacaklar ve tekrar dünyayı da Ahireti de elde edeceklerdir.selam ve dua ile