Ciltler dolusu kitaplar okuyan araştırma yapan ve bunları türlü yollarla başkalarına nakleden fakat İslam'ın özünden habersiz bulunan kimselere bilgi taşıyıcılar denir.
Malumatları ve bilgi birikimleri çok olduğu halde bir öz bir şiar ve hassasiyet var ki, onu yakalayamayan bunun eseri kendi üzerinde görülmediği gibi, başkasına da bu tür şeyleri meylettirmeyen, İslami ilimlerle sadece bir meslek ve İhtisas gereği olarak meşgul olan bu tür insanların durumu Kuranı Kerim'deki şu tespite benzemektedir. kendilerine Tevrat yüklendiği halde onu yüklenenler onun hükümlerini Kabul etmeyenler kitaplar taşıyan merkep gibidir buyuruyor. kendilerine ilim verilenler ilmi ve ilmin derinliğini yaşayamadıklarını da Cenabı Hak onları merkebe benzetmektedir. Bunlar ilmin hamilleri ve kailleridir. Fakat ilimle amel eden ve onunla hallenen değillerdir.
İslamiyet onlar için bir gaye değil bir vasıtadır, malzemedir bu malzeme kendilerinin edindikleri görüş ve ideolojilerini desteklemek ve ayakta tutmak için kullanmaktadırlar. belirtmeye lüzüm kalmayacak kadar açık ki Şeytan da bilgili idi, Ve gerçeği biliyordu. fakat kibirden doğan isyanı hakkın emrine boyun eğmesine mani oldu. Beni İsrail alimlerin Çoğu da hem de kendi kitaplarından hakikati okumuş ve anlamışlardı, fakat inançları hareketleri tavırları ilimlerinin hilafına cereyan ediyordu. Daha önce de bir vesileyle kısaca temas ettiğimiz şu ayet-i kerimede aynı hakikatı ortaya koymaktadır. Cenabı Hak haber veriyor ki kendine kitap verdiklerimizin alimleri, oğullarını tanıdıkları gibi, Muhammedi tanimişlardi ve onun peygamber olduğunu da biliyorlardi.ama ona İnanmadılar ve yalanladılar.
Ulema-i süu; Bunlar en kısa tanımıyla ilmi Hak yolunda kullanmayan kimselerdir. Gazali onlardan şöyle bahseder. İlim verilirken ilmi başka gayeler için kullananlar kötü alimler olarak nitetlendirmiş ve toplumu ifsad edenler olarak görmüştür. İslam yolunda ki alimler köşedeki taşlar gibidir. bir hadis-i şerifinde manası olduğu üzere alimler iyi olduğu zaman bütün halk iyi olur, onlar pasif ve bozuk oldukları zaman bütün halk bozulur. Gazali alimlerin genel durumların bozulma alametlerinin ilk belirtisi olarak Melis ve idarecilerle menfaate bağlantı kurmalarını, sultanların malları ve hediyelerini meşru göstermek için misaller getirerek bunları kendilerine çıkar yolu olarak görüyorlar. İmamı Rabbani dünya ve maddiyati isteyen kötü alimlerden çok bahseder, ve şöyle der. bugünkü alimlerin ilmi kendisi hakkında dahi zararlıdır.
Ne gariptir ki dış görünüşü itibariyle ilim önderliği yapan iki insandan ya da iki insan guruplarından biri Allah'a Diğeri ise şeytana giden yola rehberlik yapıyor. her iki tarafta da ilim var ve her iki tarafın elemanlarına da alimler deniliyor ama biri toplumun şerir önderi diğeri toplumun kurtarıcilari ve yol göstericileridir. Bir de işin en acı yünü de basireti ve idraki bağlanmış İnsanların, çoğu zaman bu farklı durumları göremeyip bu tür ilim anlayışını ve bunların öncülerine yegane Kurtuluş vasıtası olarak bakmasıdır.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de ulema suů konusunda çok bilgiler verir ve onlar için ilmin taşıyıcıları ve insanları ilme hakikatı değil kendilerine çağırdığını ve onların toplumu bulduğunu ve onların toplumu zedelediğini haber vermektedir. işte bugünkü kötü alimler toplumu ifsad etmekte ve toplumu her zaman böyle felaketlere sürüklemektedirler burada yapmamız gereken şudur ki ulema olan insanları tanımak onların yolunda yürümek ve onlara hak edilen değeri vermek olmalıdır.
Şu alemde peygambere varis olmak kadar kiymetli ve şerefli hiç bir şey yok ona varis olmak şereflilerin en makbulüdür .ilmi bu yolda kullanmak ve harcamak. Davalarında en büyüğüdür.