Son derece bulaşıcı bir virüs olan HPV (Human Papilloma Virüs), aktif cinsel yaşamı olan her 4 kişiden 3'ünde görülebiliyor. Virüs, basit rahatsızlıkların yanı sıra kansere de yol açabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. İlter Güvendik, HPV konusunda dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
HPV VİRÜSÜ HAYATI KABUSA ÇEVİRİYOR
Vücutta iyi huylu deri kabartıları olarak bilinen ve bulundukları bölgede görünümü bozan siğiller kolayca bulaşabiliyor. Tedavisi zor olan siğiller özellikle ortak kullanım alanları ve eşya aracılığıyla yayılıyor. Tıp literatüründe "verrukavulgaris", halk arasında "siğil" olarak adlandırılan hastalık, derinin üst tabakasına ve mukozalara yerleşen HPV (humanpapilloma virüs) enfeksiyonuna bağlı olarak ortaya çıkıyor. Toplumun yaklaşık yüzde 10’unda görülüyor, çocuklarda ve gençlerde daha sık ortaya çıkıyor. Lezyonların görüntüsü yerleştiği bölgelere ve virüsün tipine bağlı olarak değişiyor.
UZMANLARDAN KİRİTİK UYARILAR
Opera Yaşam Hastanesi’nde görevli Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. İlter Güvendik, HPV konusunda dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. HPV’nin cilt teması ile kişiden kişiye bulaşabildiğini belirten İlter Güvendik, bunların erkek ve kadınlarda genital bölge enfeksiyonlarına yol açtığını ve cinsel temasla bulaştığını vurguladı.Virüsün toplumda da hızla yayıldığını bildiren, Op. Dr. İlter Güvendik,HPV’nin görülme sıklığını, sessiz enfeksiyonlar ve siğili olmayan taşıyıcılardan dolayı net olarak belirtmenin zor olduğunu söyledi.
HPV ENFEKSİYONU NASIL YAYILIR?
Op. Dr. İlter Güvendik, HPV ile ilgili en çok merak edilen soruları şöyle yanıtladı:
“HPV, Human PapillomaVirus “insan siğil virüsü”nün kısaltmasıdır. Yüz civarında birbirine çok benzeyen tipi bulunmaktadır. Ancak insanlarda hastalık yapan kırka yakın tip mevcuttur. Bu virüs grubu çoğunlukla deride ve vücudun değişik bölgelerinde siğil oluşturur; elde, ayaklarda oluşan siğiller de HPV'dir. Toplumda çok yaygın olarak görülmektedir, temelde yayılım yolu direkt temas halidir. Son yıllarda gündeme çok sık gelmesinin nedeni, bazı tiplerinin kadınlarda rahim ağzı kanserine neden olduğunun kesinleşmiş olmasıdır.Virüsler mikroskopik olmanın ötesinde çok küçüktürler. HPV virüsü milimetreden on bin kat daha küçüktür ve kendi başına üreyebilen canlılar değildirler. Metabolizmaları yoktur, ancak bir canlı hücrenin içine girerek çoğalabilir ve hastalık yapabilirler.”
RAHİM AĞZI KANSERİNE NEDEN OLABİLİR
“AIDS, kuduz, grip ve diğer virüs hastalıkları gibidirler. Antibiyotikler HPV'ye etki edemezler ve bu nedenle tedavileri çok güçtür. HPV kansere neden olduğu kesinleşmiş bir virüs hastalığıdır. Belli bölgelere yerleşen HPV virüsü, başka bölgelerde bulunmamaktadır, örneğin: HPV tip 2 ve 7 genel deri siğillerini, tip 1, 2, 4, 63 ayaktaki siğilleri, tip 6, 7, 11, 16, 32 ağızdaki siğilleri, tip 6, 11 gırtlakta, ses telleri bölgesindeki siğilleri oluşturmaktadır. Tip 16, 18, 31, 33, 45 rahim ağzı kanserine yol açan tiplerdir. Daha seyrek görülmekle beraber Tip35, 39, 51, 52, 56, 58, 59, 68, 73 de rahim ağzı kanserine neden olmaktadır. Cinsel bölgede dış tarafta deride siğil yapan HPV %90 oranında Tip6 veya tip11'dir. Yani kanser yapan tiplerden değildir, bu nedenle derideki siğillerin rahim ağzı kanseri ile ilgisi neredeyse yoktur.”
HPV DİREKT TEMAS YOLUYLA BULAŞABİLİR
“Cinsel bölgede enfeksiyon oluşturan virüsler cinsel temas yoluyla bulaşır. Nadir olarak da enfekte elin veya eşyanın cinsel bölgeye teması ile olur. HPV ile bir şekilde teması olmuş birey oranı toplumda %70'leri bulmaktadır. Ancak böylesi yüksek orana rağmen rahim ağzı kanseri görülme oranı çok düşüktür. Bunun nedeni, enfeksiyon oluşturan HPV tiplerinin çoğunlukla kanser oluşturan tiplerden olmamasıdır, bununla birlikte HPV bulaştıktan sonra bağışıklık sisteminin bu enfeksiyonu kendiliğinden yenebilmesidir. Yani bağışıklık sisteminin rolü büyüktür. Bu amaçla virüsün bazı parçacıklarını içeren aşı mevcuttur. Ancak aşı, pek çok tipi bulunan HPV'nin tüm tiplerini kapsamamaktadır. HPV bulaşmadan, cinsel aktivite başlamadan önce aşının yapılması önemlidir”
TEDAVİ YÖNTEMLERİ VE SÜRESİ DEĞİŞEBİLİR
“Rahim ağzına hücrelerine yerleşen HPV'nin bağışıklık sistemi tarafından yok edilemediği durumda hücrelerin yapısında deformasyon meydana gelir ve hızlı bir çoğalma söz konusu olur. Bu hücresel değişiklik smear testi ile anlaşılabilir. Hücrelerde meydana gelen anormalleşmeye tıp dilinde CIN denilmektedir. 1,2,3 şeklinde aşamaları vardır, CIN3 kansere en yakın dönemdir, ancak bu safhaya ulaşana kadar yıllar geçmektedir ve herhangi bir belirti vermemektedir. Bu belirtisiz dönemde smear testinin önemi çok büyüktür, 3 yıl geçmeden test yapılması önerilir. Ayrıca hangi HPV tiplerinin rahim ağzında bulunduğunu gösteren HPV Genotipleme testi de mevcuttur. Yüksek riskli HPV taşıyan kadınlar yakın takip programına alınır. 30 yaş altında HPV taraması yaptırmaya gerek yoktur. HPV bulunsa bile bağışıklık sisteminin yok etmesine şans vermek gerekir.”
HPV'nin rahim ağzı hücrelerinde hücresel bir anormallik oluşturup oluşturmadığınısmear testi ile tespit edildiğini kaydeden Güvendik, “Test sonucunda şüpheli bir durum görülürse biopsi yapılır. Biopsi sonucu CIN1 olanlar hiçbir tedavi olmadan 1 yıl içinde %70 ; 2 yıl içinde %90 kendiliğinden iyileşir, ancak %10'u CIN2'ye ve %1'i kansere neden olur” şeklinde konuştu
DHA
HPV VİRÜSÜ HAYATI KABUSA ÇEVİRİYOR
Vücutta iyi huylu deri kabartıları olarak bilinen ve bulundukları bölgede görünümü bozan siğiller kolayca bulaşabiliyor. Tedavisi zor olan siğiller özellikle ortak kullanım alanları ve eşya aracılığıyla yayılıyor. Tıp literatüründe "verrukavulgaris", halk arasında "siğil" olarak adlandırılan hastalık, derinin üst tabakasına ve mukozalara yerleşen HPV (humanpapilloma virüs) enfeksiyonuna bağlı olarak ortaya çıkıyor. Toplumun yaklaşık yüzde 10’unda görülüyor, çocuklarda ve gençlerde daha sık ortaya çıkıyor. Lezyonların görüntüsü yerleştiği bölgelere ve virüsün tipine bağlı olarak değişiyor.
UZMANLARDAN KİRİTİK UYARILAR
Opera Yaşam Hastanesi’nde görevli Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. İlter Güvendik, HPV konusunda dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. HPV’nin cilt teması ile kişiden kişiye bulaşabildiğini belirten İlter Güvendik, bunların erkek ve kadınlarda genital bölge enfeksiyonlarına yol açtığını ve cinsel temasla bulaştığını vurguladı.Virüsün toplumda da hızla yayıldığını bildiren, Op. Dr. İlter Güvendik,HPV’nin görülme sıklığını, sessiz enfeksiyonlar ve siğili olmayan taşıyıcılardan dolayı net olarak belirtmenin zor olduğunu söyledi.
HPV ENFEKSİYONU NASIL YAYILIR?
Op. Dr. İlter Güvendik, HPV ile ilgili en çok merak edilen soruları şöyle yanıtladı:
“HPV, Human PapillomaVirus “insan siğil virüsü”nün kısaltmasıdır. Yüz civarında birbirine çok benzeyen tipi bulunmaktadır. Ancak insanlarda hastalık yapan kırka yakın tip mevcuttur. Bu virüs grubu çoğunlukla deride ve vücudun değişik bölgelerinde siğil oluşturur; elde, ayaklarda oluşan siğiller de HPV'dir. Toplumda çok yaygın olarak görülmektedir, temelde yayılım yolu direkt temas halidir. Son yıllarda gündeme çok sık gelmesinin nedeni, bazı tiplerinin kadınlarda rahim ağzı kanserine neden olduğunun kesinleşmiş olmasıdır.Virüsler mikroskopik olmanın ötesinde çok küçüktürler. HPV virüsü milimetreden on bin kat daha küçüktür ve kendi başına üreyebilen canlılar değildirler. Metabolizmaları yoktur, ancak bir canlı hücrenin içine girerek çoğalabilir ve hastalık yapabilirler.”
RAHİM AĞZI KANSERİNE NEDEN OLABİLİR
“AIDS, kuduz, grip ve diğer virüs hastalıkları gibidirler. Antibiyotikler HPV'ye etki edemezler ve bu nedenle tedavileri çok güçtür. HPV kansere neden olduğu kesinleşmiş bir virüs hastalığıdır. Belli bölgelere yerleşen HPV virüsü, başka bölgelerde bulunmamaktadır, örneğin: HPV tip 2 ve 7 genel deri siğillerini, tip 1, 2, 4, 63 ayaktaki siğilleri, tip 6, 7, 11, 16, 32 ağızdaki siğilleri, tip 6, 11 gırtlakta, ses telleri bölgesindeki siğilleri oluşturmaktadır. Tip 16, 18, 31, 33, 45 rahim ağzı kanserine yol açan tiplerdir. Daha seyrek görülmekle beraber Tip35, 39, 51, 52, 56, 58, 59, 68, 73 de rahim ağzı kanserine neden olmaktadır. Cinsel bölgede dış tarafta deride siğil yapan HPV %90 oranında Tip6 veya tip11'dir. Yani kanser yapan tiplerden değildir, bu nedenle derideki siğillerin rahim ağzı kanseri ile ilgisi neredeyse yoktur.”
HPV DİREKT TEMAS YOLUYLA BULAŞABİLİR
“Cinsel bölgede enfeksiyon oluşturan virüsler cinsel temas yoluyla bulaşır. Nadir olarak da enfekte elin veya eşyanın cinsel bölgeye teması ile olur. HPV ile bir şekilde teması olmuş birey oranı toplumda %70'leri bulmaktadır. Ancak böylesi yüksek orana rağmen rahim ağzı kanseri görülme oranı çok düşüktür. Bunun nedeni, enfeksiyon oluşturan HPV tiplerinin çoğunlukla kanser oluşturan tiplerden olmamasıdır, bununla birlikte HPV bulaştıktan sonra bağışıklık sisteminin bu enfeksiyonu kendiliğinden yenebilmesidir. Yani bağışıklık sisteminin rolü büyüktür. Bu amaçla virüsün bazı parçacıklarını içeren aşı mevcuttur. Ancak aşı, pek çok tipi bulunan HPV'nin tüm tiplerini kapsamamaktadır. HPV bulaşmadan, cinsel aktivite başlamadan önce aşının yapılması önemlidir”
TEDAVİ YÖNTEMLERİ VE SÜRESİ DEĞİŞEBİLİR
“Rahim ağzına hücrelerine yerleşen HPV'nin bağışıklık sistemi tarafından yok edilemediği durumda hücrelerin yapısında deformasyon meydana gelir ve hızlı bir çoğalma söz konusu olur. Bu hücresel değişiklik smear testi ile anlaşılabilir. Hücrelerde meydana gelen anormalleşmeye tıp dilinde CIN denilmektedir. 1,2,3 şeklinde aşamaları vardır, CIN3 kansere en yakın dönemdir, ancak bu safhaya ulaşana kadar yıllar geçmektedir ve herhangi bir belirti vermemektedir. Bu belirtisiz dönemde smear testinin önemi çok büyüktür, 3 yıl geçmeden test yapılması önerilir. Ayrıca hangi HPV tiplerinin rahim ağzında bulunduğunu gösteren HPV Genotipleme testi de mevcuttur. Yüksek riskli HPV taşıyan kadınlar yakın takip programına alınır. 30 yaş altında HPV taraması yaptırmaya gerek yoktur. HPV bulunsa bile bağışıklık sisteminin yok etmesine şans vermek gerekir.”
HPV'nin rahim ağzı hücrelerinde hücresel bir anormallik oluşturup oluşturmadığınısmear testi ile tespit edildiğini kaydeden Güvendik, “Test sonucunda şüpheli bir durum görülürse biopsi yapılır. Biopsi sonucu CIN1 olanlar hiçbir tedavi olmadan 1 yıl içinde %70 ; 2 yıl içinde %90 kendiliğinden iyileşir, ancak %10'u CIN2'ye ve %1'i kansere neden olur” şeklinde konuştu
DHA