Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Satıcı’nın, ihracat sezonu başlangıç toplantısında vurguladığı ‘ihracatta analiz sayısının azaltılacağını’ ifade etmesi tartışma yarattı. Uzmanlar, böyle bir uygulamanın ihracatçılar için büyük bir risk olacağını söylüyor
Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Satıcı’nın, ihracat sezonu başlangıç toplantısında özellikle vurguladığı ‘ihracatta analiz sayısının azaltılacağını’ ifade etmesi tartışmaları beraberinde getirdi. Diğer yandan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının (Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü), bu konuda yayınladığı genelge ile İhracatta uygulanan analiz sıklığının % 95’lere varan oranlarda azaltıldığı ilan edilmesi 2011 yılında ihracatta yaşanan travmayı hatırlattı. Analiz sıklığının ürün gruplarına göre % 60 ila % 95 seviyesinde yer alması 2011’de Rusya Federal Veterinerlik ve Bitki Karantina Servisi Başkanı Sergey Dankvert yaptığı açıklamayı yeniden gündeme getirdi. Dankvert ‘Meyve ve sebze ithalatının durdurulma ihtimalinin, Türkiye'den gelen ürünlerde yasaklanmış kimyevi maddelerin bulunması nedeniyle gündeme geldiğini ifade ederek analizlerin azaltılmasının Rusya’ya yaş sebze ve meyve ihracatının iptal edilebileceğini bildirmişti.
NE UYGULANIYORDU
İhracat için bu uygulama şimdiye kadar ‘her partiden analiz yapılması’ şeklinde uygulanıyordu. Uzmanlar analiz sayısının azaltılmasının ‘yaş sebze ve meyvede’ zirai ilaç kalıntısı kontrolünü bırakılması manasını taşıyacağından ihracatçıların büyük bir risk alacağını ifade ediyorlar. Dünyada gıda güvenliğinin ne kadar önemli olduğu, üretilen her gıdada analiz yapıldığı, kendi vatandaşına ihracat ve ithalatta insan sağlığını öncelikli tutarak bir tutum sergilediği görülmekteyken, ülkemizde bu uygulamaların tersi olmasına konunun uzmanları tepki gösteriyor. Uzmanlar ülkemizin de birçok uluslararası gıda anlaşmalarına taraf olarak imza atıp gıda denetimlerini belli bir seviyeye getireceği taahhütlerinin verildiğini göz önüne alınca böyle bir genelge ile analiz sıklığını azaltma yoluna gidilmesine şiddetle karşı çıkıyorlar. Ülke olarak uluslararası normlarda yapılan anlaşmaların gereklerini yerine getirebilmek için, geçmişten bugüne teknolojik ve bilimsel altyapılarının çok zor koşullarda hazırlandığını ifade eden tarım sektörünün ileri gelenleri; 41 adet devlet, 81 adet özel olmak üzere 122 adet gıda kontrol laboratuvarının ihracatta ilaç kalıntısını önlemede en etkin kurumlar olduğunu belirttiler. Ancak alınan bu kararın son derece önemli ve modern bir altyapıyı yok sayarak riskli bir ihracat modeli oluşturulduğunun altını çizdiler.
BU BİR İNTİHAR OLUR
Konunun uzmanları; “Hatay’dan İzmir’e kadar olan sahil bandında iç piyasa ve ihracat için yaş sebze ve meyve üretimi yapılmaktadır. Bu ürünlerin yetiştirilebilmesi için ülkemizde havadan ve yerden binlerce ton zirai İlaç kullanılır ve tüketilen bu ilaçların büyük miktarı bu sayılan bölgede kullanılır. Bu kadar yoğun ilaç kullanılırken, burada yetiştirilen ürünlerde analiz Sayısının(Sıklığı) azaltılmasının ihracatta intihar etmek anlamı taşıdığını” özellikle belirttiler. Rusya Federasyonu, AB ülkelerinden ithalatı durdurmuş iken ve Orta-Doğu Ülkelerinin yaşadığı karmaşa ortamı nedeniyle, Rusya Federasyonuna ihracatı yapamayacak haldeyken Türkiye bu durumu iyi değerlendirdiğinin altını çizen uzmanlar ‘ihracatımız belli bir seviye kazandı analiz yapmadan ürün ihracatını teşvik etme risklerin en büyüğünü almaktır’ diyerek konunun önemini bir kez daha vurguladılar. Dünya Sağlık Örgütleri bugün ortaya çıkan hastalıkların (Kanser, Kalp Krizi vb.)sebeplerinin başında zirai ilaç kalıntılarını sayarken, Tarım Bakanlığı sanki zirai ilaç kullanım kontrollerinde %100 başarı sağlamış gibi bir karar alarak analiz aayısını % 95’lere varan oranda azaltıp, denetimsizliğin yolunu açtığını belirten sektörün ileri gelenleri özellikle ihracat sezonu başlarken, böyle bir karar alınmasına şiddetle karşı çıktılar.
İHRACAT TIKANABİLİR
Tarım Bakanlığının önceki uygulamalarında, ihracat için her partiden numune alınır, analiz edilir, standartlara uyan partiler ihraç edilir, uymayanlar imha edilirdi. Bundan vazgeçildiği gibi bu aşamada iç piyasaya sürülen ürün denetiminin ne kadar kontrol edildiği, ne kadarının sağlıklı olduğunun tartışma yaratacağını vurgulayan uzmanlar; İhracatta bile bu uygulamaya geçme kararı alınmasının iç piyasada yani manavda, pazarda, markette satılan yaş sebze meyvelerin kontrolünün çok zorlanacağını belirttiler. Türkiye geçmişte yaşadığı ihracatın tıkanması krizlerini, en ufak bir ihmalde yeniden yaşanma ihtimalinin hala güncelliğini koruduğunu vurgulayan uzmanlar. ‘Bu kadar alınan mesafe ve güzel çalışmaların sonucunda ülkemize bunu tekrar yaşatmaya kimsenin hakkı olmaması gerektiğini bir kez daha altını çizerek belirttiler.