Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Geçmişte il özel idaresi su, alt yapı dahil 10 milyon liralık yatırımla 539 köye hizmet edebiliyorken biz 4 ayda 30 milyon harcamışız” dedi .
Marmara Belediyeler Birliği’nin Rixos Downtown Otel’deki genel kurul toplantısına katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Marmara bölgesindeki belediye başkanlarına Bütünşehir Yasası’nı anlattı. Türkiye’de belediyeciliğin gelişim sürecine değinen Türel, 1950 ve 60’lı yıllarda belediyelerin ideolojik kurumların adeta personel besleme yeri iken 1970’li yıllarda halkın ihtiyaçları doğrultusunda alt yapı belediyeciliğine, 1990’lı yıllarda ise halkın yanında olan ihtiyacını gören sosyal belediyecilik anlayışına kavuştuğunu dile getirdi. Belediyeciliğin günümüzdeki tanımının ‘vizyon belediyeciliği’ olduğunu kaydeden Türel şunları söyledi: “Belediyeler günümüzde gelecek planlaması yapan kurumlar haline geldi. Bu da vizyon belediyecilik anlayışını ortaya çıkarmaktadır. Belediyecilikte merkeze almamız gereken en önemli husus vatandaş odaklı hizmet belediyeciliktir. İdeolojik anlayışlar artık tarihin tozlu yaprakları arasında yer almıştır. Ayrım yapmadan vatandaşa hizmeti başarabilen belediye, vatandaşın ihtiyacı olduğunda yanında olan belediye bugün görevini en iyi yapan belediyedir.”
‘Büyükşehir’ son değil
Türkiye’de belediyelerin 2004 yılında kadar 1930 yılında çıkan bir yasa ile idare edildiğini hatırlatan Başkan Türel, “2004 yılından itibaren ciddi yerel yönetim reformları yapıldı. 5393, 5216 sayılı yasalar yapıldı. Son olarak 6360 Sayılı Büyükşehir Yasası’yla belediyecikteki son reform hamlesi ortaya çıktı. Bu da son olmayacaktır. Bundan sonra da birçok yasayla karşılayacağız. Belediyelerimizin yeni yasayla toplam gelirlerinde önemli bir artış oluyor ama kişi başına düşen paya baktığımızda hizmet sınırları genişlediği için düşüş var. Burada onarılması gereken bir durum var. Şimdi de onun için bir gayret ortaya konuluyor” diye konuştu. Büyükşehir Yasası’nın hazırlanmasında mutfakta çalışmış birkaç kişiden biri olduğunu hatırlatan Türel, şunları kaydetti: “Seçilmişlerin en önemli sorumluluğu millete hesap vermektir. Bu dünyada da eğer siyasetle uğraşıyorsanız hesap vermeniz gereken millettir. Valilerimiz hükümet ve devleti temsil eden kişiler olarak hesap veriyorlar ama halka değil. Beni gece 02.30’da bir dağ köyünden bir vatandaş arayıp, sinekten şikayet edebiliyor. Ama halkımız devlet terbiyesi gereği valiyi arayamaz. Beni niye arıyor, sana oy verdim, bana hizmet vereceksin diyor. Değişime adaptasyon en zor süreçtir. Şimdi bu süreci yaşıyoruz.”
Kırsala yatırım hızlandı
İstanbul’da 2004’ten bu yana bu sistemin başarıyla uygulandığını belirten Türel şöyle devam etti: “Bu başarılı sistemi Türkiye’deki 30 büyükşehirde uygulayalım dedik. Türkiye nüfusunun yüzde 77’si 30 büyükşehirde yaşıyor. Bu adaptasyon süreci tamamladığımızda halka daha iyi hizmet vermenin karşılığını gördüğümüzde, birkaç sene içinde geriye kalan 51 vilayet ikişer üçer birleşip bizi de Büyükşehir yapın diyecekler. Halk bunun nimetini gördüğünde külfetine her zaman katlanır. 2013 yılında Antalya İl Özel İdaresi’nin milli eğitim hariç yatırım bütçesi 10 milyon lira idi. Antalya’nın 539 köyüne İl Özel İdaresi 10 trilyonluk bir yatırım yapabiliyordu. Bizim göreve başladığımız Nisan ayından Ağustos sonuna kadar 4 ayda özellikle kırsal kesime yaptığımız yol yatırımı 239 kilometre, 30 milyon lira. Geçmişte il özel idaresi su, alt yapı dahil 10 milyon liralık yatırımla 539 köye hizmet edebiliyorken biz 4 ayda 30 milyon harcamışız. Bu reformları demokratikleşerek, hak ve özgürlükleri artırarak yapmadığımız sürece bir ayağı topal olur. Hem demokrasimizi güçlendireceğiz, hem yerel yönetimleri güçlendireceğiz. Eskiden Antalya’daki 539 köy sadece muhtar ve il genel meclis üyelerini seçiyordu. Şimdi muhtarını, meclis üyesini, ilçe belediye başkanını ve büyükşehir belediye başkanını seçiyor. Bu bile bir demokratik güçlenmenin en güzel göstergesidir.”