Antalya Müftüsü Osman Artan, köy hayatından şehir hayatına geçişten sonra özellikle metropollerde yaşayanların yalnızlaşmaya başladığını belirterek şunları söyledi: "Neredeyse köy nüfusu kadar nüfusa sahip bir sitenin içerisinde yaşayan, aynı apartman içerisinde bulunup da birbirini tanımayan, birbiriyle ilişkisi, iletişimi olmayan birçok insanımız var. Biz bu sene Ramazan ayında sadece fakirler, kimsesizler değil, aynı zamanda bu şekilde olan kardeşlerimize de elimizi uzatmak istiyoruz."
İFTAR ÇADIRLARI
Din görevlilerinin bulundukları mahallelerde bu durumdakileri tespit ederek camilerin bahçesinde kurulan iftar çadırlarında kaynaştırmayı hedeflediklerini aktaran Müftü Artan şöyle konuştu: "İslam, bütün emirlerinde toplumsal yaşamaya önem veriyor. Kişinin tek başına inzivaya çekilmesi İslam'ın öngördüğü bir yaşam tarzı değil. Bugün toplumda yalnız başına yaşayan bu kardeşlerimize selam vermek, onları iftarda buluşturup yalnız olmadıkları hissini verebilmek için çalışmalarımız devam ediyor."
YALNIZLIĞI HİSSETTİRMEMEK
Çalışmayı Ramazan ayı sonrasında da devam ettirmek istediklerini aktaran Müftü Artan sözlerini şöyle sürdürdü:"Toplumumuzda 'yalnız' deyince sadece 'fakir, kimsesiz, evi barkı yok' diye anlıyoruz. Sadece bunlar değil, bunların yanında maddi durumu iyi olup da akrabası, eşi dostu olmayan da yalnızdır. Bu memlekete misafir olarak gelip, Müslüman olup buraya yerleşmiş olan yabancılar da yalnızdır. Hepsine programlarla ulaşmaya çalışacağız. Ramazandan sonra da bir sohbet toplantısı, iki üç ayda bir şeklinde iletişimimizi devam ettirmek istiyoruz. Bu bir ilk adım. Amaç yalnızlık çekenlere o yalnızlığı hissetmemelerini sağlamak" dedi.
CALIFORNIA SENDROMU
Psikiyatride zevke düşkünlük, ben merkezcilik, yalnızlık gibi belirtileri olan ve kişinin intihara kadar sürüklenmesine sebep olabilen 'California sendromu'na da değinen Müftü Artan, araştırmaların intihar ve intihara teşebbüs edenlerin çoğunluğunun, yalnız kişiler olduğunu gösterdiğini söyledi. Müftü Artan, şöyle dedi:"İnsan yalnız olduğunda konuşacak, derdini anlatacak biri olmadığı zaman psikolojik bir rahatsızlığa itiliyor. Toplumda yalnız olduğu hissiyle bu toplumdan kurtulmak istiyor. Evde bir kedi sesine bile ihtiyacı olanlar var. Tıp dalında buna 'California Sendromu' diyorlar. Büyükşehirlerde herkesin koşuşturma içerisinde, kendi derdiyle uğraştığı bir ortamda, kimsenin kimseyi düşünmediği bir ortamdaki yalnızlığa bu isim verilmiştir. Antalya'da da intihar hadiselerinin çoğaldığını basındaki haberlerden görüyoruz. Ben Antalya'da bu yalnızlık sorununun çok olduğunu tahmin ediyorum."
HOTEL SU
Hotel Su, hazırladığı özel mönüleriyle Ramazanda konuklarını ağırlıyor.
Misafirlerine, Türkiye'nin ünlü şeflerinden Hüseyin Özdolanbay'ın ellerinden çıkan 7 farklı mönü seçeneği yer alan otelde, 11 Ayın Sultanı'na yakışan iftar sofraları sunuluyor. 5 yıldızlı otelde lezzet ve eğlence bir arada. Ramazanda eğlence ile lezzetin iç içe geçtiğini ifade eden Hotel Su Kurumsal İletişim Müdürü Serap Atmaca, "Ramazan ayına özel programlarımızla birlikte iftar yemeklerini renkli hale getirdik. Misafirlerimize tasavvuf müziği eşliğinde eski Ramazan aylarını yaşatıyoruz. Geçmişe özlem duyanlar, bu yıl aradıklarını Hotel Su'da buluyor" dedi.
Mönü
İftar tabağı, çorba çeşitleri, ara sıcaklar, satala çeşitleri, kaşık salata, çoban salatanın yanı sıra farklı damak tatlarına hitap eden satama çeşitleri 7 farklı mönüde yer alıyor. Piliç topkapı baharatlı, ceviz köfte dolması gibi ana yemek olarak farklı lezzetler de mönü tercihinize göre değişiyor. Hotel Su iftar mönüsünde meşrubat çay ve kahve seçenekleri de limitsiz yerini alıyor.
Kişi Başı Fiyat: 60 TL ile 90 TL arasında.
============================
MÜFTÜ DİYOR Kİ
--------------
DÜNYA- AHRET DENGESİ
İnsan ruh ve bedenden oluşan iradeli varlıktır. Ruh 'Allah'ın kendinden üflediği ve mahiyetini bilemeyeceğimiz özdür. Bu bakımdan insan zıt kutuplu, iyiye de kötüye de, güzele de çirkine de meyli olan yapısı vardır. Ruh yükselmek için gayret gösterirken beden (nefs) dünya ile bağını koparmak istemez. İslam dünya ve ahiret konusunda da dengeyi emreder. Yaşanılan yerin 'niye geldim' dercesine azap yurdu haline getirilmesini, ya da sonrası yokmuşçasına sorumsuz davranılmasını da istemez. Yahudilerin ahreti yok sayması ve hıristiyanların ruhbanlığı hükümsüz kalmıştır.
Dünya, üzerinde hayat bulduğumuz, hayatımızı devam ettirmek için kendisinden istifade ettiğimiz yerdir. Bu yönden kendisiyle tabii bir ilişkimiz vardır. Hayatımız ona bağlandığı için ondan faydalanma noktasında alakamızı kesmemiz mümkün değildir.
"Allah'ın sana verdikleriyle ahret yurdunu kazanmaya bak, bu arada dünyadan da nasibini unutma," (Kasas 28/77)
Kuran her şeyi dengede tutmamızı ister. Dünya- ahret konusunda da yaklaşımı budur, zira her ikisi de 114 defa zikredilmektedir. Kur'an insanın dünyadan elini eteğini çekmesini, mutlak olarak zühd yoluna girmesini ve kendini tamamen ibadete vermesini ve Allah'a daimi bir yalvarış- yakarış içerisinde bulunmasını istememektedir. Yine, tamamen dünyaya yönelmelerini, sırf dünya için çalışmalarını ve maddeye karşı aşırı hırs göstermelerini de kabul etmez. Zira bu iki anlayış da doğru değildir.
Tabi dünya caziptir, öyle olmasa hayat devam etmezdi. İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzel
İFTAR ÇADIRLARI
Din görevlilerinin bulundukları mahallelerde bu durumdakileri tespit ederek camilerin bahçesinde kurulan iftar çadırlarında kaynaştırmayı hedeflediklerini aktaran Müftü Artan şöyle konuştu: "İslam, bütün emirlerinde toplumsal yaşamaya önem veriyor. Kişinin tek başına inzivaya çekilmesi İslam'ın öngördüğü bir yaşam tarzı değil. Bugün toplumda yalnız başına yaşayan bu kardeşlerimize selam vermek, onları iftarda buluşturup yalnız olmadıkları hissini verebilmek için çalışmalarımız devam ediyor."
YALNIZLIĞI HİSSETTİRMEMEK
Çalışmayı Ramazan ayı sonrasında da devam ettirmek istediklerini aktaran Müftü Artan sözlerini şöyle sürdürdü:"Toplumumuzda 'yalnız' deyince sadece 'fakir, kimsesiz, evi barkı yok' diye anlıyoruz. Sadece bunlar değil, bunların yanında maddi durumu iyi olup da akrabası, eşi dostu olmayan da yalnızdır. Bu memlekete misafir olarak gelip, Müslüman olup buraya yerleşmiş olan yabancılar da yalnızdır. Hepsine programlarla ulaşmaya çalışacağız. Ramazandan sonra da bir sohbet toplantısı, iki üç ayda bir şeklinde iletişimimizi devam ettirmek istiyoruz. Bu bir ilk adım. Amaç yalnızlık çekenlere o yalnızlığı hissetmemelerini sağlamak" dedi.
CALIFORNIA SENDROMU
Psikiyatride zevke düşkünlük, ben merkezcilik, yalnızlık gibi belirtileri olan ve kişinin intihara kadar sürüklenmesine sebep olabilen 'California sendromu'na da değinen Müftü Artan, araştırmaların intihar ve intihara teşebbüs edenlerin çoğunluğunun, yalnız kişiler olduğunu gösterdiğini söyledi. Müftü Artan, şöyle dedi:"İnsan yalnız olduğunda konuşacak, derdini anlatacak biri olmadığı zaman psikolojik bir rahatsızlığa itiliyor. Toplumda yalnız olduğu hissiyle bu toplumdan kurtulmak istiyor. Evde bir kedi sesine bile ihtiyacı olanlar var. Tıp dalında buna 'California Sendromu' diyorlar. Büyükşehirlerde herkesin koşuşturma içerisinde, kendi derdiyle uğraştığı bir ortamda, kimsenin kimseyi düşünmediği bir ortamdaki yalnızlığa bu isim verilmiştir. Antalya'da da intihar hadiselerinin çoğaldığını basındaki haberlerden görüyoruz. Ben Antalya'da bu yalnızlık sorununun çok olduğunu tahmin ediyorum."
HOTEL SU
Hotel Su, hazırladığı özel mönüleriyle Ramazanda konuklarını ağırlıyor.
Misafirlerine, Türkiye'nin ünlü şeflerinden Hüseyin Özdolanbay'ın ellerinden çıkan 7 farklı mönü seçeneği yer alan otelde, 11 Ayın Sultanı'na yakışan iftar sofraları sunuluyor. 5 yıldızlı otelde lezzet ve eğlence bir arada. Ramazanda eğlence ile lezzetin iç içe geçtiğini ifade eden Hotel Su Kurumsal İletişim Müdürü Serap Atmaca, "Ramazan ayına özel programlarımızla birlikte iftar yemeklerini renkli hale getirdik. Misafirlerimize tasavvuf müziği eşliğinde eski Ramazan aylarını yaşatıyoruz. Geçmişe özlem duyanlar, bu yıl aradıklarını Hotel Su'da buluyor" dedi.
Mönü
İftar tabağı, çorba çeşitleri, ara sıcaklar, satala çeşitleri, kaşık salata, çoban salatanın yanı sıra farklı damak tatlarına hitap eden satama çeşitleri 7 farklı mönüde yer alıyor. Piliç topkapı baharatlı, ceviz köfte dolması gibi ana yemek olarak farklı lezzetler de mönü tercihinize göre değişiyor. Hotel Su iftar mönüsünde meşrubat çay ve kahve seçenekleri de limitsiz yerini alıyor.
Kişi Başı Fiyat: 60 TL ile 90 TL arasında.
============================
MÜFTÜ DİYOR Kİ
--------------
DÜNYA- AHRET DENGESİ
İnsan ruh ve bedenden oluşan iradeli varlıktır. Ruh 'Allah'ın kendinden üflediği ve mahiyetini bilemeyeceğimiz özdür. Bu bakımdan insan zıt kutuplu, iyiye de kötüye de, güzele de çirkine de meyli olan yapısı vardır. Ruh yükselmek için gayret gösterirken beden (nefs) dünya ile bağını koparmak istemez. İslam dünya ve ahiret konusunda da dengeyi emreder. Yaşanılan yerin 'niye geldim' dercesine azap yurdu haline getirilmesini, ya da sonrası yokmuşçasına sorumsuz davranılmasını da istemez. Yahudilerin ahreti yok sayması ve hıristiyanların ruhbanlığı hükümsüz kalmıştır.
Dünya, üzerinde hayat bulduğumuz, hayatımızı devam ettirmek için kendisinden istifade ettiğimiz yerdir. Bu yönden kendisiyle tabii bir ilişkimiz vardır. Hayatımız ona bağlandığı için ondan faydalanma noktasında alakamızı kesmemiz mümkün değildir.
"Allah'ın sana verdikleriyle ahret yurdunu kazanmaya bak, bu arada dünyadan da nasibini unutma," (Kasas 28/77)
Kuran her şeyi dengede tutmamızı ister. Dünya- ahret konusunda da yaklaşımı budur, zira her ikisi de 114 defa zikredilmektedir. Kur'an insanın dünyadan elini eteğini çekmesini, mutlak olarak zühd yoluna girmesini ve kendini tamamen ibadete vermesini ve Allah'a daimi bir yalvarış- yakarış içerisinde bulunmasını istememektedir. Yine, tamamen dünyaya yönelmelerini, sırf dünya için çalışmalarını ve maddeye karşı aşırı hırs göstermelerini de kabul etmez. Zira bu iki anlayış da doğru değildir.
Tabi dünya caziptir, öyle olmasa hayat devam etmezdi. İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzel