Danıştay’ın, “1’inci derece doğal SİT alanı özelliklerine sahip” dediği Alakır için davacılar Antalya Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu Başkanlığı'na resmi başvuru yaptı. Davacılardan Tuğba Pınar Günal, Elif Arığ Guttstadt, Bedia Tülüler, Büşra Koç, Yılmaz Vural ve Birhan Erkutlu adına avukat Aynur Rüzgar Gökçe tarafından yapılan başvuruda, Alakır Nehri'nin doğduğu yerden, denize döküldüğü son 2.5 kilometreye kadar olan kısmının 1'inci Derece Doğal Sit Alanı ilan edilmesi gerektiğine dair mahkeme kararı ve Danıştay 14'üncü Dairesi'nin bu kararı onamasıyla kesinleşen hukuki süreç hatırlatıldı.
Doğal SİT ilan edilsin
Başvuru sahipleri, mahkeme kararının derhal uygulanarak, Alakır'ın kaynağından itibaren 1'inci Derece Doğal Sit Alanı ilan edilmesi ve yayınlanarak ilgili kurumlara duyurulmasını istedi. Mahkeme kararına uygun, koruma statüsü verilmesinin de istendiği başvuruda, Antalya Çevre İl Müdürlüğü'nce Alakır Nehri üzerinde yapılacak herhangi bir HES inşaatına ilişkin ÇED başvurusunda komisyona sorulacak görüşlerde, kararın özellikle belirtilmesi ve ÇED başvurularının reddedilmesi de talep edildi. Başvuruda, kararın uygulanmayıp SİT alanı ilan edilmemesinde ihmali olan veya kasten kararı uygulamayan görevliler ve amirler hakkında, mahkeme kararlarının uygulanmamasından kaynaklı idari ve cezai sorumluluklarına gidileceği, oluşan zararların tazmin edileceği ihtarında da bulunuldu.
ÇED raporları da geçersiz
Alakır'ın bir bütün olarak Akdeniz'in tür ve genetik çeşitliliği açısından doğal bir SİT özelliği gösterdiğini belirten Avukat Rüzgar Gökçe, bunun genel olarak SİT alanı ilan edilmesi gerekliliğini ortaya koyduğunu söyledi. Karara göre HES'lerin ÇED raporlarının da artık geçersiz sayılması gerektiğini söyleyen Gökçe, “Danıştay'ın kararı, orayı tek başına SİT ilan etmeye yetmez. HES'lere izin veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü'nün aynı zamanda SİT kararını ilan etmede yetkili kurum olması işimizi zorlaştırıyor. Ancak Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu mahkeme kararını uygulayarak, SİT kararını ilan etmek zorunda" diye konuştu.
Doğal SİT ilan edilsin
Başvuru sahipleri, mahkeme kararının derhal uygulanarak, Alakır'ın kaynağından itibaren 1'inci Derece Doğal Sit Alanı ilan edilmesi ve yayınlanarak ilgili kurumlara duyurulmasını istedi. Mahkeme kararına uygun, koruma statüsü verilmesinin de istendiği başvuruda, Antalya Çevre İl Müdürlüğü'nce Alakır Nehri üzerinde yapılacak herhangi bir HES inşaatına ilişkin ÇED başvurusunda komisyona sorulacak görüşlerde, kararın özellikle belirtilmesi ve ÇED başvurularının reddedilmesi de talep edildi. Başvuruda, kararın uygulanmayıp SİT alanı ilan edilmemesinde ihmali olan veya kasten kararı uygulamayan görevliler ve amirler hakkında, mahkeme kararlarının uygulanmamasından kaynaklı idari ve cezai sorumluluklarına gidileceği, oluşan zararların tazmin edileceği ihtarında da bulunuldu.
ÇED raporları da geçersiz
Alakır'ın bir bütün olarak Akdeniz'in tür ve genetik çeşitliliği açısından doğal bir SİT özelliği gösterdiğini belirten Avukat Rüzgar Gökçe, bunun genel olarak SİT alanı ilan edilmesi gerekliliğini ortaya koyduğunu söyledi. Karara göre HES'lerin ÇED raporlarının da artık geçersiz sayılması gerektiğini söyleyen Gökçe, “Danıştay'ın kararı, orayı tek başına SİT ilan etmeye yetmez. HES'lere izin veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü'nün aynı zamanda SİT kararını ilan etmede yetkili kurum olması işimizi zorlaştırıyor. Ancak Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu mahkeme kararını uygulayarak, SİT kararını ilan etmek zorunda" diye konuştu.