Kimi çocuklarına yük olmamak için, kimi yalnız kalmamak, kimi de daha rahat yaşayabilmek için huzurevine yerleşen 10 kadının her biri ortak bir noktada buluşuyor. Muratpaşa Belediyesi’ne bağlı Huzurevi’nde yaşamlarını sürdüren kadınlar, sadece anneler gününde değil, her gün hatırlanmayı bekliyor.
Yeni bir ailem oldu
Kimi çocuklarına yük olmamak için, kimi yalnız kalmamak, kimi de daha rahat yaşayabilmek için huzurevine yerleşen 10 kadının her biri ortak bir noktada buluşuyor. Aralarında anne olmayanlar da olmasına rağmen, onlar ziyaretçileriyle mutlu. Muratpaşa Belediyesi’ne bağlı Huzurevi’nde yaşamlarını sürdüren kadınlar, sadece anneler gününde değil, her gün hatırlanmayı bekliyor. Huzurevinin bir de “Altın Kızları” var, Medine Aktay, Selvi Yılmaz ve Fatma Tepe aynı odayı paylaşıyor. Herkesin Altın Kızlar diye adlandırdığı huzurevi sakinleri birbirlerinin ellerini hiç bırakmıyor. Huzurevi sakinlerinden Fatma Sapmaz, Devlet Hastanesi’nden hasta bakıcı emeklisi. Yaşı 72 olan Sapmaz 7 buçuk yıldır huzurevinde kaldığını belirterek, “Evlatlarım buraya yerleştiğim için bana çok kızdı. Ben de ‘bu yaşa geldim, size mi danışacağım’ dedim. Bana küstükleri için buraya geleli arayıp sormuyorlar. 2 oğlum 5 torunum var. Kalp hastasıyım, romatizmam var. 8 kez ameliyat geçirdim. Antalya’nın yerlisiyim. Burada olmaktan da çok memnunum” diye konuştu.
Annemin yokluğunu hissediyorum
Huzurevine kendi kararıyla yerleşme kararı alan Sapmaz, “Çocuklarım rahat etsin, mutlu olsunlar diye geldim. Sıkıntım da yok, ben çok memnunum. Kimisi ‘Fatma Abla’ diyor, kimisi ‘Fatma Anne’ diyor. Burada yeni bir ailem oldu. Müdürümüz de hepimize ‘sultanlarım’ diyor. Evlatlarımız bunları demez çünkü hanımları var” sözleriyle duygularını dile getirdi. Huzurevinin diğer bir sakini Şükran Gemici de, 62 yaşında. 2 yıla yakın zaman önce geldiğini anlattı. Kendi isteğiyle huzurevine yerleştiğini ifade eden Gemici, “Antalya’da 2 oğlum var. 62 yaşında da olsam Anneler Günü’nde annemin yokluğunu hissediyorum. Annemi 30 yıl önce kaybettim. Biz burada çok mutluyuz, çalışanlarla öz aile gibiyiz. Birgün aramayla annenin hakkı ödenmez. Sayısız ziyaretçilerimiz oluyor, bizi çok mutlu ediyor” dedi.
Anneler Günü her gündür
Seher Çokeken, 67 yaşında İstanbullu. Antalya’da 1 kızı ve yurtdışında bir oğlu var. Kızının kendisini huzurevine yerleştirmeye karar verdiğini anlatan Çokeken, “Kızımla beraber kalıyorduk. Bütün yükü kızım kaldıramadı, kendisi lojmana geçti. Kızım sürekli geliyor, oğlum aramıyor. Anneler günü diye bir şeyin önemi yok bence. Anne her zaman vardır, her gün onun günüdür. Gelenimiz çok, küçüklerim gelip hatrımı sorarsa bu bana yeter” şeklinde konuştu. Müşerref Sun, 86 yaşında Burdurlu ve 2 yıla yakın zaman önce kendi isteğiyle geldiğini belirtiyor. 2 oğlu ve bir kızı var. Sun ise sözlerine şöyle başlıyor: “Kızım İstanbul’da. Haftada iki defa arıyorlar. Çocuklarım buraya gelmemi hazmedemiyorlar. Benim için her gün Anneler Günü. Çocuklar aradığı için mutluyum. Çocuklarımı rahatsız etmek istemediğim için buradayım.”
Arkadaşının elini tutarak uyuyor
Demans hastası Medine Aktay, yaşını ve huzurevine ne zaman geldiğini hatırlamıyor. Eşi ve bir oğlunu aynı yıl hayatını kaybetti. O nedenle korktuğu için yalnız kalamıyor. Huzurevindeki arkadaşının elini tutarak uyuyor. 1 oğlu ve 3 kızı var, Iğdırlı. Yıllar önce çay ocağında emek harcayarak çocuklarına üniversiteyi okutmuş. “5 yıldır huzurevindeyim. Çocuklarım benimle ilgileniyor, sürekli gelirler” diyerek çocuklarına olan bağlılığını kaydetti. Fatma Tepe, 83 yaşında Gazipaşalı. Huzurevine geleli 2 yıl olduğunu belirterek, evinden ayrılma hikayesini paylaşıyor. Tepe, “Kızımın yanındaydım, kendi isteğimle geldim. Buradaki rahatı kızımın da oğlumun da yanında bulamam. 6 çocuğum var ikisi öldü. Diğerleri yanıma ziyarete geliyorlar” şeklinde konuştu. Selvi Yılmaz ise, 73 yaşında, hiç evlenmediğini ifade ederek, yeğenlerinin olduğunu ve sürekli ziyaretlerine geldiğini anlatıyor. Bayburtlu olduğunu bildiren Yılmaz, 3 yıldır huzurevinde kaldığını ve çalışanlardan çok memnun olduğunu belirtiyor. Buraya kendi isteğiyle geldiğini, pişman olmadığını açıklayan Sun, “Sürekli tanımadığımız insanlar bizi ziyarete geliyorlar. Çok mutlu oluyoruz” diyerek yalnız bırakılmamayı bekliyor.
Yeni bir ailem oldu
Kimi çocuklarına yük olmamak için, kimi yalnız kalmamak, kimi de daha rahat yaşayabilmek için huzurevine yerleşen 10 kadının her biri ortak bir noktada buluşuyor. Aralarında anne olmayanlar da olmasına rağmen, onlar ziyaretçileriyle mutlu. Muratpaşa Belediyesi’ne bağlı Huzurevi’nde yaşamlarını sürdüren kadınlar, sadece anneler gününde değil, her gün hatırlanmayı bekliyor. Huzurevinin bir de “Altın Kızları” var, Medine Aktay, Selvi Yılmaz ve Fatma Tepe aynı odayı paylaşıyor. Herkesin Altın Kızlar diye adlandırdığı huzurevi sakinleri birbirlerinin ellerini hiç bırakmıyor. Huzurevi sakinlerinden Fatma Sapmaz, Devlet Hastanesi’nden hasta bakıcı emeklisi. Yaşı 72 olan Sapmaz 7 buçuk yıldır huzurevinde kaldığını belirterek, “Evlatlarım buraya yerleştiğim için bana çok kızdı. Ben de ‘bu yaşa geldim, size mi danışacağım’ dedim. Bana küstükleri için buraya geleli arayıp sormuyorlar. 2 oğlum 5 torunum var. Kalp hastasıyım, romatizmam var. 8 kez ameliyat geçirdim. Antalya’nın yerlisiyim. Burada olmaktan da çok memnunum” diye konuştu.
Annemin yokluğunu hissediyorum
Huzurevine kendi kararıyla yerleşme kararı alan Sapmaz, “Çocuklarım rahat etsin, mutlu olsunlar diye geldim. Sıkıntım da yok, ben çok memnunum. Kimisi ‘Fatma Abla’ diyor, kimisi ‘Fatma Anne’ diyor. Burada yeni bir ailem oldu. Müdürümüz de hepimize ‘sultanlarım’ diyor. Evlatlarımız bunları demez çünkü hanımları var” sözleriyle duygularını dile getirdi. Huzurevinin diğer bir sakini Şükran Gemici de, 62 yaşında. 2 yıla yakın zaman önce geldiğini anlattı. Kendi isteğiyle huzurevine yerleştiğini ifade eden Gemici, “Antalya’da 2 oğlum var. 62 yaşında da olsam Anneler Günü’nde annemin yokluğunu hissediyorum. Annemi 30 yıl önce kaybettim. Biz burada çok mutluyuz, çalışanlarla öz aile gibiyiz. Birgün aramayla annenin hakkı ödenmez. Sayısız ziyaretçilerimiz oluyor, bizi çok mutlu ediyor” dedi.
Anneler Günü her gündür
Seher Çokeken, 67 yaşında İstanbullu. Antalya’da 1 kızı ve yurtdışında bir oğlu var. Kızının kendisini huzurevine yerleştirmeye karar verdiğini anlatan Çokeken, “Kızımla beraber kalıyorduk. Bütün yükü kızım kaldıramadı, kendisi lojmana geçti. Kızım sürekli geliyor, oğlum aramıyor. Anneler günü diye bir şeyin önemi yok bence. Anne her zaman vardır, her gün onun günüdür. Gelenimiz çok, küçüklerim gelip hatrımı sorarsa bu bana yeter” şeklinde konuştu. Müşerref Sun, 86 yaşında Burdurlu ve 2 yıla yakın zaman önce kendi isteğiyle geldiğini belirtiyor. 2 oğlu ve bir kızı var. Sun ise sözlerine şöyle başlıyor: “Kızım İstanbul’da. Haftada iki defa arıyorlar. Çocuklarım buraya gelmemi hazmedemiyorlar. Benim için her gün Anneler Günü. Çocuklar aradığı için mutluyum. Çocuklarımı rahatsız etmek istemediğim için buradayım.”
Arkadaşının elini tutarak uyuyor
Demans hastası Medine Aktay, yaşını ve huzurevine ne zaman geldiğini hatırlamıyor. Eşi ve bir oğlunu aynı yıl hayatını kaybetti. O nedenle korktuğu için yalnız kalamıyor. Huzurevindeki arkadaşının elini tutarak uyuyor. 1 oğlu ve 3 kızı var, Iğdırlı. Yıllar önce çay ocağında emek harcayarak çocuklarına üniversiteyi okutmuş. “5 yıldır huzurevindeyim. Çocuklarım benimle ilgileniyor, sürekli gelirler” diyerek çocuklarına olan bağlılığını kaydetti. Fatma Tepe, 83 yaşında Gazipaşalı. Huzurevine geleli 2 yıl olduğunu belirterek, evinden ayrılma hikayesini paylaşıyor. Tepe, “Kızımın yanındaydım, kendi isteğimle geldim. Buradaki rahatı kızımın da oğlumun da yanında bulamam. 6 çocuğum var ikisi öldü. Diğerleri yanıma ziyarete geliyorlar” şeklinde konuştu. Selvi Yılmaz ise, 73 yaşında, hiç evlenmediğini ifade ederek, yeğenlerinin olduğunu ve sürekli ziyaretlerine geldiğini anlatıyor. Bayburtlu olduğunu bildiren Yılmaz, 3 yıldır huzurevinde kaldığını ve çalışanlardan çok memnun olduğunu belirtiyor. Buraya kendi isteğiyle geldiğini, pişman olmadığını açıklayan Sun, “Sürekli tanımadığımız insanlar bizi ziyarete geliyorlar. Çok mutlu oluyoruz” diyerek yalnız bırakılmamayı bekliyor.