Bu yıl 56'ncısı düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin, “Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması” kategorisinde yarışan ve iki göçmenle komşu olmak zorunda kalan emekli bir komutanın hikayesini anlatan 'Omar ve Biz', Türkiye prömiyerini yaparak seyirciyle buluştu. Film ekibi, My Meating Et ve Kebap Restaurant’ta yemek yiyerek prömiyerini kutladı.
Ülkelerindeki savaştan kaçan iki göçmen ve onlarla komşu olmak zorunda kalan emekli bir komutanının hikayesinin anlatıldığı "Omar ve Biz', Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Türkiye prömiyerini yaparak seyirciyle buluştu. Türkiye'de ilk kez yönetmen bir çift tarafından çekilen film olma özelliği taşıyan filmin gösterimine, Antalyalı sanatseverler yoğun ilgi gösterdi. Filmin ana karakteri olan Omar ve Mariye'yi Türkiye'de geçici göçmen olarak yaşayan Suriyeli iki oyuncunun canlandırdığı filmin gösterimi öncesi oyuncular ve yönetmen çift Maryna Er Gorbach - Mehmet Bahadır Er sanatseverleri selamlayarak film hakkında kısa bir bilgi verdi.
OMAR VE BİZ, ÖN YARGILARI KIRIYOR
Hikayenin, emekli bir komutanın komşusunun hayatını kurtaran Suriyeli iki düzensiz göçmeni misafir etmesiyle başladığı belirten filmin yönetmeni Mehmet Bahadır Er, filmde yerleşmiş önyargıların kırılma sürecini anlatıldığını söyledi. Türkiye'nin içerisinde bulunduğu coğrafyanın uzun süredir bir coğrafyası olduğunu belirten Er, "Türkiye her zaman göç ile gelen insanlara ev sahipliği yapmış bir ülke, 500 yıldır olan bir döngü ve son yıllarda da yoğun bir şekilde devam etmektedir. Bu yoğunluk bir süre sonra insanlarda bir yılgınlık yaratıyor. 'Omar ve Biz' çevre faktörlerinin hepsini bir yana bırakarak vicdanımızla tekrar hatırlamamız gereken şeyleri anlatan bir film" ifadelerini kullandı.
FİLM, TÜRKİYE'NİN VİCDANINI ANLATIYOR
2 yıllık bir hazırlık süreci ve 5 haftalık çekimin ardından filmin yurtdışında açılışını yaptıklarını ve uluslararası festivallerde olumlu karşılık bulduğunu söyleyen Mehmet Bahadır Er, "Türkiye'nin vicdanını anlatan bir hikayenin ilk gösterimini, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yapıyoruz. Festivale gelmiş bir filmin otomatik olarak bir iddiası olur, umarım karşılığını bulacaktır. Biz çok özel ve güzel bir film yaptığımıza inanıyoruz. Güncel bir film olması kadar, uzun zaman içerisinde değeri katlanarak artacak bir film. Bizim komutanımız İsmet karakteri de film süresi boyunca vicdanı ile yüzleşiyor. Seyirciyi de bütün çevre koşullarını bir kenara bırakarak sadece kalplerini dinleyecekleri bir 2 saat bekliyor" dedi.
VARŞOVA'DAN ÖDÜLLE DÖNDÜ
Filmin dünya prömiyerini yaptığı Varşova Film Festivali'nde "Ekümenik Jüri En İyi Film Ödülü"de aldığını belirten Er, "Varşova'da ki ödül bizim için çok önemliydi. Varşova Film Festivali dünyanın sayılı film festivallerinden bir tanesi aynı zamanda savaş görmüş bir ülke, Varşova 2. Dünya Savaşında tamamen yıkıldı. Jüri tarafından en iyi film ödülü verildi. Jüri, filmin sanatsal değeri kadar insani duyguları hatırlatmasına vurgu yaparak verdi bu ödülü" şeklinde konuştu. Er ayrıca, 'Omar ve Biz'in çok sayıda festivalden davet aldığını ve önümüzdeki süreçte bu festivallerden de ödülle dönmek istediklerini belirtti.
BİR ÇIRAĞIN GERÇEK HİKAYESİ
Gösterimin ardından filmin yönetmen çifti Mehmet Bahadır Er ile eşi Maryna Er Gorbach ile oyuncular Timur Ölkebaş, Uygar Tamer, Cem Bender, Ushan Çakır ve Taj Sher Yakub, festival çadırında izleyicilerin sorularını yanıtladı. Filmin senaryosunu gittiği berberinde işe alınan Pakistanlı bir çırağın gerçek hikayesinden etkilenerek yazdığını aktaran Er, "Sadece ne Suriye ne Pakistan aslında büyük bir çatışmanın sonucunu yaşıyoruz. İnsanlar yaşananları görmek istemiyor, elimizi vicdanımıza koyalım" şeklinde konuştu.
Söyleşinin ardından Beach Park'ta bulunan My Meating Et ve Kebap Restaurant’a gelen film ekibi, burada yemek yiyerek Türkiye prömiyerini kutladı.
Ülkelerindeki savaştan kaçan iki göçmen ve onlarla komşu olmak zorunda kalan emekli bir komutanının hikayesinin anlatıldığı "Omar ve Biz', Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Türkiye prömiyerini yaparak seyirciyle buluştu. Türkiye'de ilk kez yönetmen bir çift tarafından çekilen film olma özelliği taşıyan filmin gösterimine, Antalyalı sanatseverler yoğun ilgi gösterdi. Filmin ana karakteri olan Omar ve Mariye'yi Türkiye'de geçici göçmen olarak yaşayan Suriyeli iki oyuncunun canlandırdığı filmin gösterimi öncesi oyuncular ve yönetmen çift Maryna Er Gorbach - Mehmet Bahadır Er sanatseverleri selamlayarak film hakkında kısa bir bilgi verdi.
OMAR VE BİZ, ÖN YARGILARI KIRIYOR
Hikayenin, emekli bir komutanın komşusunun hayatını kurtaran Suriyeli iki düzensiz göçmeni misafir etmesiyle başladığı belirten filmin yönetmeni Mehmet Bahadır Er, filmde yerleşmiş önyargıların kırılma sürecini anlatıldığını söyledi. Türkiye'nin içerisinde bulunduğu coğrafyanın uzun süredir bir coğrafyası olduğunu belirten Er, "Türkiye her zaman göç ile gelen insanlara ev sahipliği yapmış bir ülke, 500 yıldır olan bir döngü ve son yıllarda da yoğun bir şekilde devam etmektedir. Bu yoğunluk bir süre sonra insanlarda bir yılgınlık yaratıyor. 'Omar ve Biz' çevre faktörlerinin hepsini bir yana bırakarak vicdanımızla tekrar hatırlamamız gereken şeyleri anlatan bir film" ifadelerini kullandı.
FİLM, TÜRKİYE'NİN VİCDANINI ANLATIYOR
2 yıllık bir hazırlık süreci ve 5 haftalık çekimin ardından filmin yurtdışında açılışını yaptıklarını ve uluslararası festivallerde olumlu karşılık bulduğunu söyleyen Mehmet Bahadır Er, "Türkiye'nin vicdanını anlatan bir hikayenin ilk gösterimini, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yapıyoruz. Festivale gelmiş bir filmin otomatik olarak bir iddiası olur, umarım karşılığını bulacaktır. Biz çok özel ve güzel bir film yaptığımıza inanıyoruz. Güncel bir film olması kadar, uzun zaman içerisinde değeri katlanarak artacak bir film. Bizim komutanımız İsmet karakteri de film süresi boyunca vicdanı ile yüzleşiyor. Seyirciyi de bütün çevre koşullarını bir kenara bırakarak sadece kalplerini dinleyecekleri bir 2 saat bekliyor" dedi.
VARŞOVA'DAN ÖDÜLLE DÖNDÜ
Filmin dünya prömiyerini yaptığı Varşova Film Festivali'nde "Ekümenik Jüri En İyi Film Ödülü"de aldığını belirten Er, "Varşova'da ki ödül bizim için çok önemliydi. Varşova Film Festivali dünyanın sayılı film festivallerinden bir tanesi aynı zamanda savaş görmüş bir ülke, Varşova 2. Dünya Savaşında tamamen yıkıldı. Jüri tarafından en iyi film ödülü verildi. Jüri, filmin sanatsal değeri kadar insani duyguları hatırlatmasına vurgu yaparak verdi bu ödülü" şeklinde konuştu. Er ayrıca, 'Omar ve Biz'in çok sayıda festivalden davet aldığını ve önümüzdeki süreçte bu festivallerden de ödülle dönmek istediklerini belirtti.
BİR ÇIRAĞIN GERÇEK HİKAYESİ
Gösterimin ardından filmin yönetmen çifti Mehmet Bahadır Er ile eşi Maryna Er Gorbach ile oyuncular Timur Ölkebaş, Uygar Tamer, Cem Bender, Ushan Çakır ve Taj Sher Yakub, festival çadırında izleyicilerin sorularını yanıtladı. Filmin senaryosunu gittiği berberinde işe alınan Pakistanlı bir çırağın gerçek hikayesinden etkilenerek yazdığını aktaran Er, "Sadece ne Suriye ne Pakistan aslında büyük bir çatışmanın sonucunu yaşıyoruz. İnsanlar yaşananları görmek istemiyor, elimizi vicdanımıza koyalım" şeklinde konuştu.
Söyleşinin ardından Beach Park'ta bulunan My Meating Et ve Kebap Restaurant’a gelen film ekibi, burada yemek yiyerek Türkiye prömiyerini kutladı.